Ülkemizde tarım ürünleri maliyetleri, enflasyonla birlikte maalesef artmaya devam ediyor. Tarım üreticilerimiz de bu durumdan olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz haldedir. Tarım girdi maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı tarlasını ekmeyen, ekim alanlarını boş bırakan çiftçilerimizi yazılı ve görsel bakımdan izlemekteyiz. Son bir yıla bakıldığında zirai ilaç, mazot, gübre, fide gibi üreticinin olmazsa olmazı olan maliyetler katlanarak arttığını görüyoruz ve üreticilerimizin de gelirleri giderleri zor karşılıyor veya karşılamıyor.
Günümüzde Adana’da üreticide 1 veya 2 TL olan patlıcan marketlerde 15-16 TL ye,1-1,5 TL olan limon ise 15 TL’den satılıyor. Bu kadar fark nereden geliyor veya bu kadar makas neden açılıyor? Araştırılması ve denetim altına alınması gereken bir konudur. Durum böyle olunca sebze ve meyve fiyatları yükseliyor ve fiyatlar bir çizgide tutulamıyor. Öncelikle dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın enflasyon oranı diğer yüksek gelirli vatandaşlarımızdan çok üzerinde olduğundan fakir ve yoksul vatandaşlarımız istediğini alıp yiyemiyor, sadece seyretmekle yetinmek zorunda kalıyor.
Ülkemizde ekim alanlarının birçoğunun boş bırakıldığını belirtmiştim. Bazı ekim alanlarına ise siteler, fabrika binaları yapılıyor. Ne kadar tezat bir durum değil mi? Çünkü zirai alanlar zaten bir fabrika özelliğine sahiptir ve ektiğiniz zaman yılda bir veya birden fazla mahsul alabilirsiniz. Tarım ürünleri üreticilerine devlet tarafından çeşitli destek verilmektedir ama verilen bu destekler bir kez daha gözden geçirilmeli, yeni önlemler alınmalıdır. Çünkü verilen destekler yetersiz kalmaktadır. Öncelikle yukarıda saydığım çiftçinin olmazsa olmazı olan zirai ilaç, tohum, gübre, fide maliyetleri makul bir seviyeye çekilmeli, bunlardan alınan KDV de sıfırlanmalıdır. Ayrıca mazottan alınan KDV ve ÖTV’den de çiftçilerimiz muaf tutulmalıdır.
Bir başka konu ise sıkı ve sürdürülebilir bir tarım politikamızın mevcut olmamasıdır. Devlet destekli, hangi ürünün nereye, ne miktar ekileceğine yerel yönetimler yardımıyla devlet tarafından belirlenmelidir. İsteyen istediğini eker veya ekmez diyebilirsiniz ama makul ve mantıklı destek sunulduğunda çiftçilerimiz devletin öngörülerine uyacaktır.
Bitkisel ürün denge tabloları geçtiğimiz günlerde TÜİK tarafından yayınlandı. Buna göre;
Bitkisel ürünlerde en yüksek yeterlilik derecesi %683,5 ile fındıkta gerçekleşti
Tahıl ürünleri toplamı için 2022-2023 piyasa döneminde yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama derecesi (yeterlilik derecesi) %92,3 olarak gerçekleşti. Toplam tahıl üretiminde en büyük paya sahip olan buğdayın yeterlilik derecesi %95,9 (durum buğdayında %181,0, diğer buğdayda %86,4), yem sanayinin en önemli girdilerini oluşturan arpanın yeterlilik derecesi %90,0, mısırın yeterlilik derecesi %85,8, soyanın yeterlilik derecesi ise %5,2 olarak gerçekleşti.
Meyveler ve içecek bitkilerinde 2022-2023 piyasa döneminde en yüksek yeterlilik derecesi %683,5 ile fındıkta gerçekleşti. Turunçgiller grubunda yer alan meyvelerin tamamının kendine yeterli olduğu görüldü. Toplam çay arzının büyük bir kısmı kendi üretimimizden karşılanmakta olup, çayın yeterlilik derecesi %97,9 oldu.
Sebze ürünleri toplamı için 2022-2023 piyasa döneminde yurt içi üretimin, yurt içi talebi karşılama derecesi %111,3 oldu. Sebzelerde en yüksek yeterlilik dereceleri domateste %117,5, hıyarda %117,4, havuçta ise %113,9 olarak gerçekleşti.
AÇIKLAMALAR
Ürün denge tabloları, tarımsal ürünlerin arz kaynaklarını ve kullanım şekillerini belirli bir referans dönemi boyunca karşılaştırarak ayrıntılarıyla ortaya koyan tablolardır.
Yeterlilik derecesi; bir bölgenin kullanılabilir üretiminin (iç üretim) o bölgenin talebini ya da yurt içi kullanımını (insan, hayvan ve endüstrinin bütün ihtiyaçlarını) ne ölçüde karşılayacak durumda olduğunu gösterir. Değerin, 100’den küçük olması, üretimin yurt içi talebi tam olarak karşılayamadığı durumu temsil eder. 100’den büyük olan bir değer, iç ihtiyaçları geçen, ihraç edilebilir ve/veya stoklanabilir miktarların varlığını gösterir.
Bu haber bülteninde yer alan ürün denge tabloları, 2022 yılı üretim miktarları esas alınarak 2022-2023 piyasa dönemine göre hesaplanmıştır. Ürünlerin piyasa dönemlerine ilişkin detaylı bilgi meta veri bölümünde bulunmaktadır.
Kaynak: TÜİK
Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI
SAVUNMA GAZETESİ