2023 Yılını Merkez Bankası Zararla mı Kapadı?

2023 Yılını Merkez Bankası Zararla mı Kapadı?
Yayınlama: 06.01.2024
37
A+
A-

TCMB; döviz işlemleri, döviz ve portföy yönetimi, reeskont işlemleri ve interbank para piyasasında aldığı komisyonlar sonucu kâr eder.

Banka’nın yıllık safi kârı aşıdaki şekilde dağıtılır:

b) Hisse senetlerinin nominal değerleri üzerinden, %6 oranında ilk kâr hissesi olarak hissedarlara;
c) Yukarıdaki tutarların düşürülmesinden sonra kalan miktarın en çok %5’i, iki aylık maaş tutarını geçmemek kaydıyla TCMB mensuplarına ve %10’u fevkalade ihtiyat akçesine;
d) Hisse senetlerinin nominal değerleri üzerinden Genel Kurul kararıyla en çok %6 oranında ikinci kar hissesi olarak hissedarlara verilir.

Bu dağıtımdan sonra kalan tutar Hazine’ye devredilir. Bu ödemenin Hazine’ye yapılması sonucu taze para (rezerv para) yaratılması söz konusu olmaktadır. Bazı durumlarda Hazine’ye düşen kâr miktarı, Hazine’nin TCMB’ye olan borç bakiyesinden düşülmekte (mahsup işlemi), böylece  taze para yaratılması kısıtlanmış olmaktadır. (Merkez Bankası kârı ve Hazine’ye aktarılan tutarlar için bkz. Tablo 1.)

TABLO 1

                       Merkez Bankası Kârı         Hazine’ye aktarılan TCMB Kârı

                              (Milyar TL)                                (Milyar TL)

2018                              56.3                                              37.5

2919                              44.7                                              39.1

2020                              34.5                                              30.2

2021                              57.5                                              50.0

2022                              72.0                                              32.6

 

Ancak zaman zaman da 2021 ve 2023’te olduğu gibi, Banka’nın zarar etmesi söz konusudur. 2023’te oluşan zararda KKM kur farkı ödemelerinin payı büyüktür. Geçmişte bu tür zararların Merkez Bankası Yedek/İhtiyat Akçe’sinden karşılanması mümkündü. Yedek akçe, TCMB’nin kanunu gereği olağanüstü durumlarda kullanılmak üzere kenara ayırdığı rezervler anlamına gelmektedir. “Kefen Parası” diye de yorumlanmıştır. 2019 yılında gerçekleştirilen bir düzenleme ile, TCMB’nin  birikmiş ve dönem yedek akçesinin Hazine’ye aktarılmasına karar verilmiştir. Bu durumda artık zararın yedek akçe kullanılarak kapatılması söz konusu olamaz.

 

TCMB bilançosunda kâr-zarar açısından öncü gösterge niteliği taşıyan İç Varlıklar altındaki “Diğer” kalemi 30 Ekim 2023 tarihi itibarıyla 796.4 milyar TL artı bakiye vermiştir. Bu hesapta artı değer dönem zararı, eksi değer dönem kârını ifade eder, “Diğer”  kalemi; Merkez Bankası’nın kâr-zararı yanında Merkez Bankası’nın sahip olduğu sabit kıymetler, Banka’nın sermayesi, gibi varlık ve yükümlülüklerinin toplulaştırılmış tutarlarını kapsar.

Kâr-zarar açısından öncü gösterge niteliği taşıyan “Diğer” kaleminin artı 796.4 milyar TL gibi çok yüksek bir değer taşıması, Banka’nın 2023 yılını oldukça yüksek düzeyde bir zararla kapatacağına işaret etmektedir. Ancak 2021 yılında olduğu gibi farklı bir muhasebeleştirme tekniği kullanarak gerçekte zararda olan Merkez Bankası’nı yine kârda gösterebilirler. Nasıl mı?

TCMB, Değerleme hesabında artı bakiye varsa zararı bununla kapatabilir. Değerleme Hesabı, TL’nin yabancı paralar karşısındaki ve altının değer değişimi sonucu oluşan farkları yansıtır. Bunlar gerçekleşmemiş gelir ve giderlerdir. Gerçekleşmemiş gelir bilançonun aktifinde, gerçekleşmemiş gider pasifinde yer alır. Normalde Değerleme Hesabı Hazine’ye kâr payı olarak yansıtılamaz çünkü gerçekleşmemiş bir gelirdir. Buna rağmen 2021yılında zararı kâra dönüştürmede kullanılmıştır. O yıl zarara rağmen Hazine’ye aktarılan 50 milyar kâr payı, Değerleme Hesabı’ndan gelmiştir (bkz. Tablo 1). Değerleme Hesabı’nda, Nisan 2022’den bu yana gerçekleşmemiş giderler sürekli artarken, gerçekleşmemiş gelirler sıfır görünmektedir. 2023 yılında Değerleme Hesabı’nın zararda olması nedeniyle bu yöntem kullanılamayacaktır.

 

Zararı muhasebeleştirilmede kullanılabilecek ikinci seçenek, Hazine’nin Merkez Bankası’na Devlet İç Borçlanma Senedi vererek zararı karşılamasıdır. Bu iç borç stoku ve bütçe açığının artması demektir. İstenmeyen bir durum… Merkez Bankası’nın açıkladığı 2024 Para ve Kur Politikası metninde Banka’nın 2024 yılında 200 milyar TL’lik bir APİ portföyü belirlediği (ilâve alım seçeneği saklı kalmak kaydıyla) belirtilmiştir. Banka’nın mevcut portföyü 193.5 milyar TL’dir. Bunun 28 milyar tutarındaki kısmı 2024’te itfa olacak. Bu durumda Banka’nın ilâve kâğıt gereksinimi 28+(200-193.5)=34.5 milyar TL’dir. Bu da çok küçük bir meblağ. Bu nedenle Hazine’nin TCMB’nin zararını kağıt vererek kapatması olası görünmüyor.

 

Bir üçüncü seçenek de zararın “Ertelenmiş Varlık” (Deferred Asset) türü bir kalemde, negatif bakiye şeklinde yerini alması. ABD merkez bankası FED, zarar yıllarında bu yöntemi kullanmıştır. Bu yılın zararı ileriki yılların kârları ile kapatılır, Hazine’ye kâr transferi ancak zarar sıfırlandıktan sonra gerçekleşebilmektedir. Örneğin bu yıl Merkez Bankası 6000 TL zarar yazdı. Bir sonraki yıl 2000 TL kâr yaparsa, zarar 4000’e düşer. Bir sonraki yıl 5000 kâr yaparsa, bundan kalan zarar düşülüp, 1000 TL kâr Hazine’ye devredilir.

TCMB’ye ait “Analitik Bilanço” ve “Vaziyet” te “Ertelenmiş Varlık” yerine kullanılan kalemler şunlardır: Vaziyet’te A.17 kalemi geçmiş yıllar zararını, A.15 kalemi dönem zararını göstermektedir. Analitik Bilanço’da ise bunlar Net İç Varlıklar altındaki “Diğer” kalemine taşınmıştır.

Tahminimiz TCMB’nin 2023 yılı zararını üçüncü yöntemle muhasebeleştireceği yönündedir. Bu durumda Merkez Bankası gerçekte zarar ettiği halde, kağıt üzerinde kâr etmiş görünecektir. Şayet bu kâr Hazine’ye temettü olarak devredilirse, piyasaya taze para sürülecek, bu da izlenen sıkılaştırılmış para politikasını olumsuz etkileyecektir. Hazine’nin Merkez Bankası’na olan borcu ile “mahsuplaşma” sonrası kalan tutarın Hazine’ye ödenmesi halinde, piyasaya taze para sürümü azalacaktır. Piyasaya sürülen taze paranın istenmeyen boyutta likidite yaratması halinde Merkez Bankası fazla likiditeyi çekmek durumunda kalacaktır. Gerekli düzeyde sterilizasyon sağlanamazsa, Merkez Bankası’nın Hazine’ye  kâr transferi, enflasyonu etkileyen ek bir etmen olacaktır. Temennimiz, diğer ülkelerde olduğu gibi, zararın ileriki yılların kârları ile kapatılıp, zarar sıfırlanana kadar Merkez Bankası tarafından Hazine’ye kâr transferi yapılmaması yönündedir.

 

Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI

SAVUNMA GAZETESİ

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.