İstanbul, 28 Kasım (Hibya) – Türkiye’de 2023 yılında biyoteknoloji faaliyeti yürüten girişim sayısı 687’ye yükseldi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de 2023 yılında 687 girişim biyoteknoloji faaliyeti yürüttü (ürün veya süreç geliştirme ya da üretimde biyoteknoloji tekniklerden en az birini uyguladı ve/veya biyoteknoloji tekniğine ilişkin Ar-Ge yaptı). Biyoteknolojik faaliyet yürüten girişim sayısı, 2020 yılında 499'du. Biyoteknolojik tekniklerden en az birini kullanarak biyoteknoloji faaliyeti yürüten girişimler çalışan sayısı büyüklük gruplarına göre incelendiğinde; 2023 yılında 490 girişimin 1-9 çalışanı, 101 girişimin 10-49 çalışanı, 54 girişimin 50-249 ve 42 girişimin 250+ çalışanı olduğu görüldü.
Biyoteknoloji faaliyeti yürüten girişimlerin 2023 yılında en fazla kullandığı biyoteknolojik teknik, “DNA/RNA” oldu. “DNA/RNA” tekniği kullanan girişim sayısının 326 olduğu görüldü. Bu tekniği, 256 girişimin kullandığı “süreç biyoteknolojisi teknikleri” ve 190 girişimin kullandığı “proteinler ve diğer moleküller” teknikleri izledi.
Biyoteknoloji faaliyeti yürüten girişimlerin biyoteknoloji uygulamaları incelendiğinde; 2023 yılında 687 girişimin yüzde 39,7'sinin insan sağlığına (diğer terapötikler, yapay substratlar, tanı amaçlı ve ilaç taşıyıcı sistemler vs.), yüzde 29,7'sinin tarımsal biyoteknolojiye ve yüzde 24,3'ünün spesifik olmayan biyoteknoloji uygulamalarına yönelik çalışmalar yürüttüğü görüldü.
Piyasada biyoteknoloji ürünü bulunan girişim sayısı, 2020 yılında 302 iken 2023 yılında 400 oldu. Biyoteknoloji faaliyetinde bulunduğunu beyan eden 687 girişimin 607'sinin biyoteknolojinin kullanımını gerektiren süreçleri halihazırda geliştirdiği, 600'ünün biyoteknolojinin kullanımını gerektiren mal veya hizmetleri halihazırda geliştirdiği, 568'inin ise biyoteknolojiyi girişimin faaliyetleri veya stratejilerinin merkezinde gören girişimler olduğu gözlendi.
Biyoteknoloji patent başvurusu olduğunu beyan eden girişim sayısı 2023 yılında 167 oldu. Bu rakam 2020 yılında 144'dü. Bu girişimler çalışan sayısı büyüklük gruplarına göre incelendiğinde, 120 girişimin 1-9 çalışanı, 26 girişimin 10-49 çalışanı, 13 girişimin 50-249 ve 8 girişimin 250+ çalışanı olduğu görüldü. Bu girişimlerin toplam biyoteknoloji patent başvuru sayısı 379 oldu.
Biyotekoloji patenti tescili olan girişimlerin sayısı 130 oldu. Biyoteknoloji faaliyetinde bulunan girişimlerden onaylanmış biyotekoloji patenti olan girişimler çalışan sayısı büyüklük gruplarına göre incelendiğinde, bu girişimlerin yüzde 66,2'sinin 1-9 çalışanı, yüzde 20,0'ının 10-49 çalışanı, yüzde 10,8'inin 50-249 ve yüzde 3,1'inin 250+ çalışanı olduğu görüldü. Bu girişimlerin tescil edilen biyoteknoloji patent sayısı 266 oldu. Bu rakam 2020 yılında 268'di.
Biyoteknoloji faaliyeti yürüten girişimlerin 2023 yılında gerçekleştirdiği Ar-Ge harcamaları 2 milyar 493 milyon TL oldu. Bu harcama, 2020 yılında 446 milyon TL olarak gerçekleşmişti. Biyoteknoloji Ar-Ge harcamalarının mali ve mali olmayan şirketler Ar-Ge harcamaları içerisindeki payı, 2020 yılında yüzde 1,16 iken 2023 yılında bu oran yüzde 1,01 oldu.
Biyoteknoloji faaliyetlerinde 2023 yılında 3 bin 987 kişi çalıştı. Biyoteknoloji faaliyetlerinde çalışanların yüzde 46,9'u erkek, yüzde 53,1'i kadın çalışanlardan oluştu. Biyoteknoloji faaliyetinde çalışanların yüzde 17,0'ı doktora, yüzde 28,0'ı yüksek lisans, yüzde 38,4'ü lisans, yüzde 6,6'sı yüksekokul ve yüzde 10,1'i lise ve altı eğitim düzeyine sahipti. Tam zaman eşdeğeri cinsinden biyoteknoloji faaliyetlerinde çalışan sayısı ise 2023 yılında 3 bin 194 oldu. Tam zaman eşdeğeri cinsinden biyoteknoloji faaliyetlerinde çalışan sayısı eğitim durumuna göre incelendiğinde, 520'sinin doktora, 924'ünün yüksek lisans, bin 202'sinin lisans, 221'inin yüksekokul, 327'sinin ise lise ve altı eğitim düzeyine sahip olduğu görüldü.
Biyoteknoloji faaliyeti yürüten 687 girişime göre; biyoteknolojik Ar-Ge faaliyetlerinin önündeki en önemli engel yüzde 63,6 ile “sermayeye erişim” iken bunu yüzde 55,2 ile “nitelikli insan kaynaklarına erişim” ve yüzde 31,0 ile “yurt dışından genetik kaynak temini” izledi. Biyoteknoloji ürünlerinin ticarileşmesinin önündeki en büyük engel ise yüzde 59,5 ile “sermayeye erişim” olup bunu yüzde 57,6 ile “uluslararası piyasalara erişim” ve yüzde 56,9 ile “dağıtım ve pazarlama kanallarının eksikliği” izledi.
SANAYİ HABER AJANSI
SAVUNMA GAZETESİ