TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ülke Politikaları Vakfı ve Süleyman Demirel 100. Yıl Komitesi tarafından düzenlenen 100. Doğum Gününde 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i Anma etkinliğine katıldı.
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ülke Politikaları Vakfı’nın Şişli Grand Cevahir Otel’de düzenlediği “100. Doğum Gününde 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i Anma” programına katıldı.
Programa İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, belediye başkanları, çok sayıda partinin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile Demirel ailesi de katıldı. Etkinlikte sırasıyla Ülke Politikaları Vakfı Başkanı Doğan Subaşı, Demirel’in doktoru ve eski Cumhurbaşkanı Başdanışmanı 27. Dönem Isparta Milletvekili Aylin Cesur, TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu birer konuşma yaptı.
Açılış konuşması gerçekleştiren İmamoğlu, “Çok değerli bir insan, teknik yönü çok kuvvetli, icraatçı, müstesna bir bürokrat ve yönetici. Kendine has bir özelliği var. Anadolu'nun belki o özgün halinin ona verdiği bütün özellikleriyle samimi, içten, hissettiğini aktaran kendine özgü üslubuyla tam bir söz ustası… Böyle çok renkli, çok özellikli bir lider hakkında elbette söz söylemek çok da kolay değil. Tabii bir başka zorluk da Demirel hakkında, benim, yani Cumhuriyet Halk Partili bir siyasetçinin konuşacak olması…” dedi.
İmamoğlu, “Demirel'in geldiği siyasi gelenek ve Cumhuriyet Halk Partisi aslında Türkiye'nin iki büyük siyasi geleneği. Tabiri caizse ezeli rekabetini oluşturuyor. Tabii bir yanıyla bunlar aynı kökten gelen iki gelenek elbette. Yine de aralarındaki o siyasi rekabetin geçmişte dönem dönem ne kadar sert ve yıpratıcı olabildiğini de hepimiz biliyoruz. Şunu da çok iyi biliyoruz ki her iki geleneğin mensupları birbirlerine artık 1950’lerin 1970’lerin gözlükleriyle bakmıyor” ifadelerini kullandı.
Partizanlık hakkında da konuşan İmamoğlu, şunları söyledi:
“İlle de fanatizm sergilemek gerekiyorsa siyasi partilere değil bu ilke ve değerlere bağlılıkta bir fanatizm sergilenmeli. Siyasetin temel amacını geri plana atan kendi iktidarını her şeyin tek çözümü gibi dayatan partizan akıl ve partizan ruhtan kesinlikle ülkemizi arındırmak ve tabiri caizse ebedi şekilde kurtarmak mecburiyetindeyiz. Kendini milli iradenin üzerinde gören ülkenin sahibiymiş gibi davranan ‘tek adam’ aklının yerine milletin ortak aklını 86 milyon vatandaşımızın ortak aklını 86 milyon insanımızın birikimini, güzel aklını hakim kılacaksak, partizanlığı, siyasi partiler başta olmak üzere tüm kurumlardan hele hele devletimizin, milletimizin sahibi olduğu ortak kurumlardan söküp atmalıyız. Bu kadar net.”
İmamoğlu, konuşmasında şu değerlendirmelerde de bulundu:
“Bu iktidar döneminde bir beka sorunu atılıyor ortaya. Vatandaşa ne deniliyor biliyor musunuz? Ey vatandaş, ekmeği, hürriyeti bir kenara bırakın, ben sizin güvenliğinizi sağlayacağım diyor. Bunu her seçim öncesi, her kritik dönemde yapmaya gayret ediyorlar. Ama güvenliği de doğru dürüst sağlayamıyorlar. Ancak şunu söyleyelim, bunu ifade ede dursun bundan hep birlikte kurtulmamız gerekiyor. Yeni bir versiyonu da bugün sahnede ancak devlet hakkının yerini kurnazlığına bıraktığı bu yapı içerisinde ülkenin hiçbir sorununun temelden ve kalıcı bir şekilde çözmenin mümkün olmadığını da biliyoruz. 22 yıl sonra işte bu sorun çözülmüştür denecek bir tek sorun çözümünü dahi bu ülke yaşayamıyor. Türkiye'nin ağır sorunları vardır. Bu sorunlar cumhuriyete, demokrasiye, milli egemenliğe inancı olmayan hiçbir kişi ya da kadro tarafından çözülemez.”
SANAYİ HABER AJANSI
SAVUNMA GAZETESİ