İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu Giresun’da partilileriyle bir araya geldi.
MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Şam’a gidip Emevi Cami’sinde namaz kılmasını değerlendiren Dervişoğlu, “Birisi gidiyor Emevi Camisi’nde namaz kılıyor, Allah kabul etsin. Ne oldu kıldı da? 10 küsur sene önce Tayyip Erdoğan da ‘Emevi Cami’sinde namaz kılarız.’ diyordu. Şimdi sınırımızda teröristan kurmaya çalışıyorlar. İYİ Parti’den başka ağzını açabilen yok.” diye konuştu.
Her partinin içinden farklı farklı partiler çıktığını ve İYİ Parti’nin de içinden 4 farklı parti çıktığını belirten Dervişoğlu; “İçimizden 4 parti çıkmış olmasına rağmen hala kaya gibi ayaktayız. Kimseyi suçlamak için söylemiyorum. Türkiye'de yürürlükte olan sistem yüzde 48 buçuğu yüzde 49 buçuğu 50+1’e tamamlamaya müsait ittifakları oluşturmuştur. Yani adam yüzde 50+1 alır da iktidar olursa bir siyasi parti 49 buçukta kaldığında onu 50’ye tamamlayacak 0.50’ye 100 puan muamelesi yapar. Bu da siyasetçilerin işini kolaylaştırmıştır. Kendi partilerinin içinde beklentilerine karşılık bulamayanlar ya da siyasi ikbal kaygılarını bertaraf edemeyenler, ‘O zaman bir yerde bir parti kurarız, sistem zaten yüzde 50’yi istiyor. Yüzde 49 olmuş da 50’yi tamamlayamamış olmanın da yanında siyasetten saf tutarız’ iştihasıyla yeni partiler oluşmasının önünü açıyor.’’ dedi.
Bunu sadece İYİ Parti’nin içinden çıkmış partiler için söylemediğinin altını çizen Dervişoğlu; “Bazı sivil inisiyatifler de bunlara dahil. Yani oturursunuz, bir Cumhurbaşkanı adayının kampanyasına destek vererek Türk siyasetinde kendinize yeni bir alan açabilme imkanını yakalayabilirsiniz. Ama bunun adı siyaset olmaz, bunun adı pazarlık olur. Türkiye'nin milli ve manevi kıymet hükümleri içinde, bizi millet yapan değerleri içinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi içinde pazarlık masasına koyabileceğimiz bir değerimiz olmadığı için İYİ Parti olarak bundan sonraki yolculuğu pazarlıklarla değil, mücadelelerle geçireceğimizin müjdesini veriyorum.’’ dedi.
Suriye’de yaşanan son gelişmelere atıfta bulunarak konuşmasına devam eden Dervişoğlu; “Bakın burnumuzun dibinde bir Suriye krizi yaşanıyor. Deprem bölgesinden geliyorum, 22 aydır biz enkazı kaldıramamışız adamlar 12 günde 61 yıllık Esad rejimini yıktılar. Şimdi de diyorlar ki ‘Şu örgüt şurada bunu yaptı, bu örgüt burada bunu yaptı, Suriye Milli Ordusu şöyle yaptı, öteki böyle yaptı’ Ne yaptıysa kimin yaptığını biz biliyoruz. Türkiye'yi yönetenler Amerika Birleşik Devletleri’nin batı emperyalizminin ve İsrail’in ne yaptığını bilerek hareket etmek zorundadırlar ve Türkiye’nin geleceğini de bir karanlığa mahkum edecek yanlış kararlara uymak ya da o yanlış kararları almaktan azami ölçüde uzak durmak mecburiyetindedirler.’’ dedi.
Suriye konusunda herkesin bir yorumda bulunduğunu ifade eden Dervişoğlu; “Herkes bir şey konuşuyor; ‘o bunu yapacak, öbürü bunu yapacak.’ Sonra da diyor ki herkes; ‘Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılıyız.’ Saygı duymakla da olmuyor işte. İsrail Suriye’de toprak ilhak ediyor, kendi coğrafyasını büyütüyor. İsrail Suriye ordusunun stratejik merkezlerine hava saldırısı düzenliyor. İsrail tüm dünyanın gözü önünde Lazkiye limanında Suriye’nin donanmasını batırıyor. ‘Biz acaba Türkiye olarak bir şey yaparız da bunlar ne der?’ diye düşünürken İsrail yoluna bakıyor. Buna yol verenin yolunu kesmek bu milletin borcu olmalıdır.” dedi.
Suriye’de uygulanan yanlış politikalar sebebiyle Türkiye’nin bir göç hendeğine dönüştürüldüğünü ifade eden Dervişoğlu; “Suriye'de rejim eğer yıkıldıysa Türkiye’deki Suriyelilerin Türkiye’de kalma gerekçeleri de otomatik olarak ortadan kaldırılmıştır. Yani Esad gitmiştir, misafirlik bitmiştir.” dedi.
SANAYİ HABER AJANSI
SAVUNMA GAZETESİ