TÇE ANALİZİ ORTAYA KOYDU: TÜRKİYE’DE ÖĞRENCİLERİN GIDA YOKSULLUĞU RİSKİ ARTIYOR

Türkiye’de ekonomik sıkışmanın en görünmeyen ama en yakıcı etkilerinden biri, artık kampüslere ve okul koridorlarına taşmış durumda: öğrencilerin gıda yoksulluğu. Tüketici Çalışmaları Enstitüsü’nün (TÇE) son yaptığı kapsamlı analiz, özellikle büyükşehirlerde okuyan ortaöğretim ve üniversite öğrencilerinin sağlıklı ve düzenli beslenmeye erişimde ciddi bir risk altında olduğunu açık biçimde gösteriyor. Artan yaşam maliyetleri, gıda fiyatlarındaki keskin yükseliş, kantin ücretlerinin kontrolden çıkması ve barınma maliyetlerinin bütçeyi yutması sonucunda öğrenciler, günlük kalori ihtiyacını bile karşılayamaz hâle geliyor.

TÇE ANALİZİ ORTAYA KOYDU: TÜRKİYE’DE ÖĞRENCİLERİN GIDA YOKSULLUĞU RİSKİ ARTIYOR
Yayınlama: 07.12.2025
2
A+
A-

zorlaması, gençlerin günlük kalori ihtiyacını dahi karşılayamaz hâle geldiğini ortaya koyuyor.
TÇE’nin tespit ettiği tablo, sadece ekonomik bir göstergenin ötesinde; Türkiye’de eğitimde fırsat eşitliğinin geleceğini tehdit eden ciddi bir sosyal kırılganlığı işaret ediyor.
Gıda Harcamaları Reel Olarak Eriyor: Öğrenciler Öğün Atlıyor
TÇE’nin hane bütçesi, kantin fiyatları ve öğrenci harcamalarını inceleyen analizine göre öğrencilerin günlük gıda harcaması 2024 boyunca reel olarak yüzde 30’a yakın geriledi. Bu düşüş, hem alınan gıdanın miktarında hem de kalitesinde ciddi bir bozulmaya yol açtı.
Saha verilerine göre:
Öğrencilerin önemli bir bölümü kahvaltıyı tamamen hayatından çıkardı,
Birçok üniversitede yapılan araştırmalarda gençlerin yüzde 40’ından fazlasının günde sadece bir öğün tükettiği belirlendi.
Bugün kampüs kantinlerinde fiyatlar neredeyse çalışan kesimin öğle menülerine yaklaşmış durumda:
Bir tost: 80–100 TL
Bir çorba: 60–70 TL
Ortalama bir menü: 130–150 TL
Sağlıklı atıştırmalıklar: 35–50 TL
Bu rakamlar öğrencinin yalnızca beslenme için ayda 3.500–4.500 TL arasında bir bütçe ayırması anlamına geliyor. Ancak pek çok öğrenci ailesinden gelen sınırlı destek ve KYK burs/kredisi ile geçinmeye çalıştığı için bu harcamayı karşılayamıyor.
Barınma Krizi Gıda Yetersizliğini Derinleştiriyor
Raporda öne çıkan en kritik bulguların başında, barınma maliyetlerinin öğrencilerin gıda bütçesini tamamen ortadan kaldırması geliyor.
2024–2025 döneminde büyükşehirlerde:
Öğrenci evlerinin kiraları yüzde 100’e yakın arttı,
Özel yurt ücretleri yüzde 70–90 aralığında yükseldi.
Bugün ortalama bir üniversite öğrencisinin aylık temel giderleri şöyle:
Kira: 6.000–12.000 TL
Yurt: 4.000–8.000 TL
Ulaşım: 1.000–1.500 TL
Bu koşullarda öğrenciler ilk kesintiyi gıda harcamasından yapmak zorunda kalıyor. TÇE’ye göre öğrencilerin yüzde 52’si, kira ve yurt giderlerindeki artış nedeniyle beslenme bütçesini kısmak zorunda kaldığını söylüyor.
Bu nedenle pek çok genç, gününü düşük maliyetli ve düşük besin değerli hazır gıdalarla geçiriyor:
Hazır noodle ve makarna
Ucuz karbonhidratlar
Şekerli paket ürünler
Protein içeren gıdalar ise öğrenci bütçesi için adeta “erişilemez lüks”e dönüşmüş durumda.
Açlığın Görünmeyen Akademik Bedeli: Düşen Başarı, Artan Kaygı
Beslenme yetersizliği, sadece fiziksel sağlığı değil; öğrencilerin öğrenme kapasitesini de doğrudan etkiliyor. TÇE’nin analizine göre düzensiz beslenen gençlerde:
Sınav başarısı düşüyor,
Konsantrasyon süreleri kısalıyor,
Psikolojik dayanıklılık azalıyor,
Depresyon ve kaygı belirtileri artıyor,
Uykusuzluk ve devamsızlık oranları yükseliyor.
Eğitimciler, sınıflarda “sürekli açlık hisseden, dikkati toparlayamayan” bir öğrenci profilinin yaygınlaştığını vurguluyor. Özellikle kırsal bölgelerden gelen ve aileleri düşük gelirli olan öğrencilerde risk çok daha yüksek.
Sosyal Destekler Yetersiz: Öğrenciler Sessiz Açlık Yaşıyor
Türkiye’de öğrencilere sağlanan burs, yemek ve belediye destekleri bulunsa da TÇE’ye göre bu destekler yükselen maliyetler karşısında etkisini kaybediyor:
KYK burs/kredilerinin reel değeri son yıllarda hızla eridi.
Devlet yurtlarında yemek hizmeti hem kalite hem çeşitlilik açısından zayıfladı.
Belediyelerin çorba ikramı ve sosyal market desteği ülke genelindeki milyonlarca öğrenciyi kapsayamıyor.
Bazı üniversitelerde yemek desteği kısıtlandı ya da tamamen kaldırıldı.
TÇE verilerine göre ortalama bir öğrencinin sağlıklı beslenme için alması gereken günlük kalori miktarının %40 altında beslendiği tahmin ediliyor.
Durumu ağırlaştıran bir diğer unsur ise öğrencilerin yoksulluğunu gizleme eğilimi. Gençlerin önemli bir bölümü:
Ailesine durumu söylemiyor,
Kantinde oturmak yerine odasında bekliyor,
Sosyal destek talep etmekten çekiniyor.
TÇE’nin anketine göre öğrencilerin yüzde 47’si, “Ailem üzülmesin diye beslenme sorunumdan bahsetmiyorum” diyor. Bu nedenle yaşanan kriz görünmez hâle geliyor ve daha tehlikeli bir boyuta ulaşıyor.
Uzmanlardan Çözüm Önerileri: “Bu Kriz Yönetilebilir, Yeter ki Öncelik Verilsin”
TÇE, ulusal ve uluslararası örnekleri inceleyerek öğrenci gıda yoksulluğunu azaltabilecek politika önerilerini sıralıyor:
Üniversite Kantinlerinde Tavan Fiyat Uygulaması
Sosyal fiyatlandırma modeliyle temel ürünlerde fiyatların makul seviyede tutulması.
Yemekhanelerde Temel Öğün Desteği
Öğrencilere günlük en az bir ana öğünün düşük ücretle sağlanması.
“Öğrenci Gıda Kartı” Programı
Aylık 500–1.000 TL destekle temel gıdaya erişimin güvence altına alınması.
Yerel Yönetimlerin Öğrenci Mutfakları ve Dayanışma Aşevleri
Kampüs yakınlarında düşük maliyetli yemek merkezleri kurulması.
Özel Sektör ve STK İş Birlikleri
Market zincirleri ve gıda firmalarıyla öğrencilere yönelik sürdürülebilir destek mekanizmaları.
Beslenme Bursu Sistemi
Dar gelirli veya akademik başarısı risk altında olan öğrencilere aylık beslenme desteği.

SAVUNMA GAZETESİ

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.