Ankara Ticaret Odası (ATO) ev sahipliğinde düzenlenen “Enflasyon Düzeltmesi, Enflasyon Muhasebesi Midir?” başlıklı panelin sonuç raporu yayımlandı. Rapora göre, enflasyon düzeltmesinin mevcut haliyle uygulanması veya hiç uygulanmamasının Anayasa’ya aykırılık teşkil ettiği belirtildi.
Enflasyon Düzeltmesi Vergisel Değil Muhasebeye Ait Bir İşlem Olarak Görülmeli
ATO Başkanı Gürsel Baran, üyelerin yüksek enflasyon sonucu oluşan fiktif kazançların vergi yükünden kurtulmak için enflasyon muhasebesi uygulanmasını talep ettiğini belirtti. Ancak enflasyon düzeltmesi uygulamasının birçok mükellefi ilave vergi yüküyle karşı karşıya bırakacağını ifade etti. Baran, enflasyon düzeltmesi hesaplamalarından doğacak farkların mükelleflere ek vergi getirmesinin vergi adaletini zedeleyeceğini vurguladı ve enflasyon muhasebesinin yalnızca muhasebeye ait bir işlem olarak uygulanması gerektiğini belirtti.
İşletmeler Ek Vergi Yükü Altında Kalacak
Baran, işletmelerin enflasyon düzeltmesi nedeniyle henüz gerçekleşmemiş kazançları üzerinden vergi ödemek zorunda kalacağını ifade ederek, konunun Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca yeniden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
ATO Enflasyon Muhasebesini İkinci Kez Masaya Yatıracak
Ankara Ticaret Odası, İstanbul Gedik Üniversitesi, Başkent Üniversitesi ve Atılım Üniversitesi işbirliğiyle 16 Nisan’da ATO Meclis Salonu’nda düzenlenen panelin sonuç raporunda, enflasyon düzeltmesi uygulamasının avantajları, dezavantajları ve hukuki boyutları ele alındı. ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran ve İstanbul Gedik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kesik’in açılış konuşmalarını yaptığı panelde, Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Saygılıoğlu, Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nalan Akdoğan, Ankara YMMO E. Başkanı Sakıp Şeker, İstanbul Gedik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Nazmi Karyağdı ve ATO 65 No’lu Danışmanlık Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Soner Ülgen konuşmacı olarak yer aldı.
Sonuç Raporunda Yer Alan Tespitler ve Öneriler
Raporda, enflasyon düzeltmesi uygulamasının Anayasa’daki “vergi mali güce göre ödenir” ilkesine aykırı sonuçlar doğurabileceği ifade edildi. Enflasyon düzeltmesinin uygulanmaması durumunda öz kaynakla çalışanların, uygulanması durumunda ise borçla finansman sağlayanların cezalandırılacağı belirtildi. Enflasyon düzeltmesinin vergisel değil, muhasebeye ait bir işlem olarak görülmesi gerektiğinin altı çizildi.
Sermaye Yetersizliği Nedeniyle Borçlanan İşletmelere Ek Vergi
Raporda, duran varlıkların değerlemeye tabi tutulması sonucunda değerleme kaynaklı vergi ödenmesinin işletmelere ek vergi yükü getirdiği belirtildi. Sermaye yetersizliği nedeniyle borçlanan işletmelerin enflasyon düzeltmesi sonucunda ek vergiye tabi olacağı ifade edildi.
Servet Vergisine Dönüşüyor
Enflasyon düzeltmesi düzenlemesinin servet vergisi niteliği taşıyacak bir uygulamaya dönüşebileceğine dikkat çekilen raporda, yatırım amaçlı tutulan arsa değerlenerek kazanç elde edildiği kabul edilerek vergilendirildiği belirtildi.
İş Yükü ve Karmaşa Getiriyor
Türkiye Muhasebe Standartlarına göre yılsonunda bir kez yapılan enflasyon düzeltmesinin vergi uygulamasında her geçici vergi döneminde yapılacak olmasının mükellefler ve mali müşavirler için iş yükü oluşturduğu ifade edildi. Raporda, düzenlemenin karmaşa ve farklı sonuçlar ortaya çıkardığı belirtilerek, enflasyon muhasebesinin özü itibariyle mali tabloların düzeltilmesi ve gerçek durumu yansıtmasına yönelik bir işlem olduğu vurgulandı.
Çözüm Önerileri Sıralandı
Enflasyon düzeltmesinin geçici vergi dönemlerinde uygulanmaması talebinin dile getirildiği raporda şu çözüm önerilerine yer verildi:
Enflasyon düzeltmesi, tüm finansal tabloların yüksek enflasyonlu dönemlerde güncellenmesi işlemi olarak yapılmalı, vergisel bir sonuç doğurmamalıdır.
Vergisel enflasyon düzeltmesi kaldırılarak belirli ölçeği aşarak bağımsız denetime tabi olan işletmeler zorunlu, diğerleri ise seçimlik olarak mali tablolarını TMS 29’a göre enflasyon düzeltmesine tabi tutmalıdır.
Mevcut vergi sisteminde yer alan yeniden değerleme, nakdi sermaye konulması ve artırımında sağlanan vergi indirimi, duran varlıklar için azalan bakiyeler yöntemi, yenileme fonu gibi araçlara ek olarak 2003’te kaldırılan LİFO geri getirilmelidir.
Öz kaynakla çalışanlara sağlanan nakdi sermayedeki faiz indirimi yeniden süresiz hale getirilmelidir.
İkinci Panel 7 Ağustos’ta
Ankara Ticaret Odası, 160 bin üyesini ilgilendiren enflasyon muhasebesi konusunu “Enflasyon Düzeltmesi Enflasyon Muhasebesi Midir?” adıyla düzenleyeceği ikinci panelde yeniden masaya yatıracak. Kamu kurumlarının görüş ve önerilerinin aktarılacağı ve Ticaret Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) ve Sermaye Piyasası Kurulu’ndan (SPK) konuşmacıların katılacağı panel 7 Ağustos Çarşamba günü saat 11.00’de ATO Meclis Salonu’nda gerçekleşecek.
Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI
SAVUNMA GAZETESİ