CMG Yorumcusu Cao Aiguo, ABD yönetiminin 14 Mayıs’ta Çin mallarına yönelik yeni tarifeler açıklamasının ardından uluslararası kamuoyunun konuya şüpheyle baktığını ve açıklanan yeni yaptırımları eleştirdiğinin görüldüğünü ifade etti.
CMG Yorumcusu Cao Aiguo, ABD yönetiminin 14 Mayıs'ta Çin mallarına yönelik yeni tarifeler açıklamasının ardından uluslararası kamuoyunun konuya şüpheyle baktığını ve açıklanan yeni yaptırımları eleştirdiğinin görüldüğünü ifade etti.
Birçok basın kuruluşunun, ABD’nin ekonomik ve ticari sorunları siyasallaştırmaya devam etmesinin Çin ile arasındaki normal ekonomik ve ticari faaliyetlere zarar vereceğini ve ilgili endüstrilerin gelişmesine faydalı olmayacağı görüşünü savunduğunu belirten Cao Aiguo, şunları kaydetti:
“Mart 2018'de Trump yönetimi sözde ‘Madde. 301 soruşturması’na dayanarak Çin ile bir ticaret savaşı başlatmış ve art arda ABD'ye ihraç edilen yaklaşık 360 milyar ABD doları Çin malına yüksek tarifeler uygulamaya başlamıştı. Dört sene sonra 14 Mayıs 2022'de Biden yönetimi, Çin'den ithal edilen elektrikli araçlar, lityum piller, fotovoltaik hücreler, kilit mineraller, yarı iletkenler, çelik takviyeli alüminyum, liman vinçleri, kişisel koruyucu ekipman ve diğer ürünlere yönelik tarifeleri daha da artıracağını duyurdu.”
Cao Aiguo, “ABD bir kez daha tarife sopasını gösterdi, işe yarayabilir mi? Yoğun kısıtlamalar nedeniyle Çin'in elektrikli araçları, lityum pilleri ve çipleri daha önce ABD pazarına büyük ölçekte girememişti.” diyerek şunları söyledi:
“Veriler, şu an elektrikli araçlar, tıbbi malzemeler ve yarı iletken ürünlerinin Çin'in ABD'ye toplam ihracatının yalnızca yüzde 5,9'unu, Çin'in toplam ihracatının yüzde 1'inden azını oluşturduğunu gösteriyor. 2023'te Çin’den ABD'ye ihraç edilen elektrikli araçların sayısı sadece 10 bin civarında. Bu rakam Çin’in toplam ihracatının yüzde 1'inden azını oluşturuyor. Bu yılın ilk çeyreğinde Çin, ABD'ye 2 binden az elektrikli araç ihraç etti.”
“Bu durumda, ABD yönetimi neden tekrar tarife sopasını kaldırdı? Analistler, bir yandan ABD'nin başta yeni enerji olmak üzere bazı alanlarda Çin ile rekabet edememesi nedeniyle Amerikalı politikacıların yerli şirketler için daha elverişli bir rekabet ortamı aramak ve ABD’nin küresel sanayi zincirindeki avantajlı konumunu korumak amacıyla, bu yollara başvurarak Çin'in avantajlı endüstrilerinin gelişimini bastırmak zorunda kaldıklarına dikkat çekti.“ ifadesini kullanan Cao Aiguo, değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Öte yandan, bu yıl ABD’nin seçim yılı. ABD ekonomisi yüksek enflasyon ve yüksek mali açıklar gibi birçok sıkıntı yaşıyor. Bazı analistler, Biden yönetiminin şu an Çin'e karşı “tarife savaşı” başlatmasının, esas olarak iç siyasetteki çıkmazlarından kaynaklandığını söylüyor. Analistlere göre, ekonomi konularında Çin'e sert bir duruş gösteren ABD yönetimi seçimlerde sıkıntı yaşayacağını düşündüğü eyaletlerdeki seçmenlerden daha fazla oy kazanmak için bu yola başvuruyor.”
Cao Aiguo, “Peki, yüksek tarifeler Amerikalı politikacıların komplolarının gerçekleştirilmesine yardımcı olabilir mi? Ekonomik açıdan bakıldığında, ABD'de yeni enerjili otomobil sektörünün yavaş gelişmesi, yüksek üretim maliyetleri, şarj üniteleri gibi altyapı tesislerindeki kıtlık gibi nedenlerden kaynaklanmaktadır. ABD otomobil endüstrisinde geçen yılın ikinci yarısında patlak veren işçi grevi, yönetimin yeni enerjili araçları geliştirme kararının geleneksel otomobil endüstrisinin çıkarlarına dokunduğuna işaret ediyor. ABD’nin bu iç sorunları yeni tarifelerle çözülemez.” diye konuştu.
ABD’li politikacıların oy kazanmak için tarifeleri kullanmasına gelince, bu yöntemin o kadar kolay olmadığını dile getiren Cao Aiguo, şunları kaydetti:
“Çünkü, ABD yönteminin 2018'de Çin’e karşı başlattığı ticaret savaşı Amerikan şirketlerine ve vatandaşlarına ağır bedelleri ödetti. Araştırmalar, Çin ile olan ticaret savaşının ABD şirketlerinin 1,7 trilyon dolar değer kaybetmesine ve yaklaşık 250 bin kişinin işsiz kalmasına neden olduğunu ortaya koydu.
Gerçekler, Çin'in yeni enerji endüstrisinin yalnızca küresel arzı zenginleştirdiğini ve küresel enflasyon baskısını hafiflettiğini değil, aynı zamanda iklim değişikliğine ve yeşil dönüşüme de büyük katkılarda bulunduğunu kanıtladı. ABD’nin Çin'i baskılaması, Çin'in gelişmesini ve yeniden canlanmasını durduramayacak. Aksine, kendisinin uluslararası kuralları nasıl hiçe saydığı bir kez daha görülmüştür.”
SANAYİ HABER AJANSI
SAVUNMA GAZETESİ