Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ile ABD Başkanı Joe Biden arasındaki görüşmenin yankıları uzun sürece ve bu zirvenin etkisi her geçen gün kendisini belli edecek. Öncelikle şunu söylemek gerekir ki iki tarafın diyalogda kalma iradelerini açıklamaları bile başlı başına önemli bir gelişme. Zira dünyanın önünde çözüm bekleyen yığınla sorun var. Bu karmaşık ve zorlu süreci Soğuk Savaş dönemini hatırlatan tutumlarla aşmak mümkün değil.
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ile ABD Başkanı Joe Biden arasındaki görüşmenin yankıları uzun sürece ve bu zirvenin etkisi her geçen gün kendisini belli edecek. Öncelikle şunu söylemek gerekir ki iki tarafın diyalogda kalma iradelerini açıklamaları bile başlı başına önemli bir gelişme. Zira dünyanın önünde çözüm bekleyen yığınla sorun var. Bu karmaşık ve zorlu süreci Soğuk Savaş dönemini hatırlatan tutumlarla aşmak mümkün değil.
İki tarafın askeri makamları arasında temasların başlaması, hatta “doğrudan telefon hattı” kurulması yaşanabilecek olası krizlerin önüne geçecek. Tabii bu konuda akla hemen Çin’in Taiwan adası geliyor. Taiwan Boğazı’nın huzuru için iki taraf arasındaki iletişim çok önemli.
İki ülkenin Yapay Zekâdan doğabilecek riskler konusunda da görüşmeler yapma kararı aldığını bildirildi. Özellikle otonom silahlar ve nükleer silahlarda yapay zeka kullanılması yönünde görüşmeler olacağı gelen haberler arasında.
Basına yansıyan bir başka uzlaşma sağlanan üçüncü konu ise Çin ve ABD’nin uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele işbirliği yoğunlaştırmaları. Opiodis Fentanly adı verilen uyuşturucu ABD’de yaygınlık kazandı ve ABD bu dalga ile baş etmekte güçlük çekiyor.
PANDA DİPLOMASİSİ
Xi Jinping’in görüşme öncesinde belirttiği gibi Çin-ABD ilişkileri ‘‘Dünyanın en önemli ikili siyasi ilişkisi ve bu iki ülkenin liderleri kendi halklarının yanı sıra dünya ve tarih için de büyük sorumluluk taşıyorlar. İki taraf askeri alandan ekonomiye, uyuşturucu ile mücadeleden iklim değişikliğine kadar geniş alanlar iş birliği ve sorunların aşılması için adımlar atılmasını bekliyor. Hatta buna pandaların neslinin korunmasını bile ekleyebiliriz.
Çin lideri ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesinin ardındaki akşam yemeğinde iki ülke arasındaki ‘dostluğun elçisi’ olarak pandalar yollayacaklarını duyurdu. Xi, “Pandaların neslinin korunması için ABD ile işbirliği yapmaya hazırız” ifadesini kullandı. Basında Xi’nin pandaların California eyaletine gönderileceğini ima ettiği yorumu yapıldı. Bir zamanların “Ping Pong” diplomasinin yerini “panda diplomasisinin” aldığını söyleyebiliriz.
Çin’in ulusal değeri olarak görülen pandalar ‘dostluk elçisi’ olarak ABD’ye yeniden yollanacak. Pandalar uzun yıllardır diğer ülkelerle dostluğu pekiştirme, gerginlik yaşanan ülkelerle buzları eritme ve ülke imajını güçlendirme adına büyük rol oynuyor. Bu sevimli hayvanlar, uluslararası ilişkilerde yumuşak güç kullanımının bir örneği olarak görülüyor. Zira pandalar, genellikle sevgi ve pozitif duygularla ilişkilendiriliyor.
İKLİM KRİZİYLE MÜCADELE
Bu arada Çin ve ABD’nin, küresel iklim kriziyle mücadelede yenilenebilir enerji ve karbon emisyonlarının azaltılması hedefleri için de birlikte çalışma konusunda mutabakata vardığı bildirildi. İki ülkenin İklim Değişikliği Özel Temsilcileri Çin’de ve ABD’de yaptığı görüşmelerin ardından, iki ülke arasında iklim iş birliği çalışma grubunu yeniden faaliyete geçirme kararı alındı.
Anlaşma kapsamında iki ülkenin, “2030’a kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin küresel ölçekte artırılması” ve “kömür, petrol ve doğal gazın ikamesinin hızlandırılması” için birlikte çalışacağı belirtildi.
Joe Biden’ın zirvenin başında söylediği, “yüz yüze görüşmenin yerini hiçbir şey tutamaz. Rekabetin çatışmaya dönüşmemesini sağlamalıyız ve rekabeti her zaman sorumlu bir şekilde yönetmek zorundayız” ifadeleri zirvenin sonucunu özetliyor.
Cumhurbaşkanı Xi de görüşmenin başlangıcında iki ülkenin farklı tarihe, kültüre, sosyal sisteme ve kalkınma güzergahına sahip olduğunu, bu nedenle görüş farklılıklarının normal olduğu ancak iki taraf birbirine saygı duyduğu, barış içinde yaşadığı ve kazan-kazan iş birliğini hedeflediği sürece bunları aşabileceği ve büyük ülkeler arasında sağlıklı ilişki kurulabileceğini belirtti.
Büyük güç rekabetinin zamanın hakim eğilimine uygun olmadığını ve iki ülkenin sorunlarını çözmeye yaramayacağını vurgulayan Xi, “Dünya, ABD ve Çin’e yetecek kadar büyük. Bir ülkenin başarısı diğeri için fırsattır” ifadesini kullandı. “Bir tarafın diğerini kendi modeline göre biçimlendirmesinin gerçekçi olmadığını” söyleyen Xi, çatışma ve cepheleşmenin her iki taraf için de katlanılmaz sonuçlar doğuracağına işaret etti. Yani mesajı netti: “Çin’in birleşmesini ve kalkınmasını engellemeyin.”
Taiwan konusu Çin-ABD ilişkilerindeki en önemli ve hassas mesele olmaya devam ediyor. Xi,, ABD tarafından, Taiwan konusunda Biden ile geçen yıl Endonezya’nın Bali Adası’nda yaptıkları görüşmede verilen sözlerin tutulmasını istedi. Xi, “ABD, Taiwan’ın bağımsızlığını desteklemeyeceğine dair taahhüdünü yerine getirecek somut adımlar atmalı, Taiwan’ı silahlandırmaya son vermeli ve Çin ile barışçı birleşmesini desteklemeli” dedi. Çin lideri, Ada ile yeniden birleşmeyi gerçekleştirmekte kararlı olduklarını, bunun engellenemeyeceğini vurguladı.
ÇİN-ABD İLİŞKİLERİNİN İKİ YOLU
ABD’nin son dönemde çip sektöründeki ihracat kısıtlamaları, yarı iletkenler, kuantum ve yapay zeka gibi ileri teknolojilerinde yatırım kontrollerinin ve tek taraflı yaptırımların Çin’in meşru çıkarlarına zarar verdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Xi, “Çin’in teknolojik gelişimini engellemek, yüksek nitelikli kalkınmayı bastırmak ve Çin halkını kalkınma hakkından mahrum bırakmaktır” ifadesini kullandı. Xi, Çin’in kalkınmasının ve büyümesinin kendi iç mantığında ilerlediğini ve dış güçlerce durdurulamayacağını aktardı ve ABD’den bu konudaki kaygılarını ciddiye almasını , tek taraflı yaptırımları kaldırarak Çin işletmelerine eşit, adil ve ayrımcı olmayan şartlar sağlayacak somut adımlar atmasını istedi.
Son zirvenin sonuçlarını tartışanların Xi Jinping’in şu sözleri üzerinde düşünmesi gerekiyor:
“Çin-ABD ilişkilerinde iki yol var. Biri dayanışma ve iş birliği içinde küresel güvenliği ve refahı teşvik etmek, diğeri, ‘sıfır toplamlı oyun’ mantığına saplanarak düşmanlığı ve cepheleşmeyi kışkırtmak, dünyayı kargaşaya ve bölünmeye sürüklemek. Bu iki yol, insanlığın ve gezegenin geleceğine karar verecek iki farklı doğrultuya işaret ediyor.”
SANAYİ HABER AJANSI
SAVUNMA GAZETESİ