Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda düzenlenen Şehit Mustafa Cambaz Fotoğraf Yarışması Ödül Töreni’nde konuştu. Erdoğan, “Emperyalistlerin uşaklarına, Türkiye’nin teslim alınmayacağını, Türk milletinin iradesine zincir vurulmayacağını yeniden gösterdik.” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Şehit Mustafa Cambaz adına bu sene üçüncüsü düzenlenen fotoğraf yarışmasının ödül merasiminde sizlerle beraber olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Bundan 2 yıl önce ödüllerimizin birincisini takdim ederken yarışmanın kalıcı olmasını ümit ve arzu ettiğimizi dile getirmiştim.
Gönlümüzden geçtiği üzere şehit Mustafa Cambaz, kendisinden sonra gelen genç yeteneklere yol göstermeye, ilham kaynağı olmaya devam ediyor. FETÖ’cü hainler tarafından şehit edilen Mustafa Cambaz kardeşimizi bir kez daha rahmetle, şükranla yad ediyorum.
İki gün sonra 15 Temmuz hain darbe girişimin 8’inci yıl dönümü. Ölüm kusan silahlara, göğsümüzü siper ederek destan yazdığımız o gece merhum Mustafa Cambaz ile beraber 252 vatan evladını şehit verdik.
15 Temmuz gecesi, isimlerini tarihe ve kalbimize yazdıran şehitlerimizin yanı sıra terörle mücadelede ve sınır ötesi operasyonlarda toprağa düşen kahramanlara da Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.
Aynı gaye uğrunda çarpışırken yaralanan gazilerimize ise şükranlarımı sunuyor, rabbim hepsinden razı olsun diyorum.
Mükafatı verilen her başarının çok daha büyük atılımların, daha kaliteli, daha nitelikli çalışmaların müjdecisi olacağı açıktır. Mustafa Cambaz Fotoğraf Yarışması’nın şehidimizin ismini yaşatma yanında asıl yeni kabiliyetlerin keşfine imkan sağlayacağına inanıyorum.
Yarışmamıza ülkemizin her köşesinden fotoğrafların katılımını bunun bir işareti olarak görüyorum. Bu yılki Mustafa Cambaz Fotoğraf Yarışması’na katılan ve dereceye giren tüm kardeşlerimizi yürekten tebrik ediyorum.
Vizörün arkasına sadece gözünü değil, gönlünü de yerleştiren, eserleriyle kalplerimizle birlikte gözümüze de hitap eden tüm fotoğrafçılarımıza ‘Elinize, yüreğinize, gönlünüze ve gözünüze sağlık’ diyorum.
Hangi dalda olursa olsun bizim sanat anlayışımızın temelinde güzel olanı görmek ve güzellikleri göstermek düşüncesi vardır. Aslında gönülle üretilen, sabırla ve fedakarlıkla üretilen el emeği, göz nurunun nakşedildiği her güzel şey sanattır.
Sanat, Allah’ın insana bahşettiği güzellikleri arama, bu eşsiz güzelliklere vasıl olma yolculuğunun adıdır.
Şehit Mustafa Cambaz, ömrünü inandığı değerlere ve mesleğine adamış, fotoğraf makinesini hiçbir zaman yanından ayırmayan takdir ve hayranlık uyandıran eserleriyle temayüz etmiş başarılı bir foto muhabiriydi.
Mustafa Cambaz, tüm bunlarla birlikte doğruluğu, dürüstlüğü, çalışkanlığı ve samimiyetiyle bilinen vatanperver bir gönül insanıydı.
FETÖ’cü hainler Mustafa Cambaz kardeşimizi göğsünden iki kurşunla vurarak şehit ettiler. Milletin direnişini kırmak için her türlü alçaklığı yaptılar ancak sinsi ve kanlı emellerine ulaşamadılar.
Millete silah doğrulttukları, kan döktükleri her yerde rabbimiz, hainlerin hesaplarını başlarına geçirdi.
Bundan 109 sene önce yedi düvelin bir araya gelip tüm gücüyle yüklendiği Çanakkale’de herkesi şaşırtan bir zafere imza atmıştık. 15 Temmuz’da da yedi düveli arkasına alan bir ihanet çetesinin 40 yıllık planını, bir gecede bozarak tarihimize ve bizden sonraki nesillere şeref madalyası olarak iftiharla taşıyacakları yeni bir zafer armağan ettik.
Emperyalistlerin uşaklarına, Türkiye’nin teslim alınmayacağını, Türk milletinin iradesine zincir vurulmayacağını yeniden gösterdik.
15 Temmuz gecesi meydanlar yerine bankamatik kuyruklarına koşanlar, aradan geçen 8 yıla rağmen hala milletin destanına çamur atanlar, uyduruk bahanelerle 15 Temmuz direnişini unutturmaya çalışanlar velhasıl o meşum gece yaşadıkları derin hayal kırıklığının acısını yıllardır unutamayanlar istemese de biz 15 Temmuz ruhuna sahip çıkacağız.
Yıllardır bize basın özgürlüğü dersi verenlerin lafa gelince insan hak ve hürriyetlerini kimseye bırakmayanların gerçek yüzleri ortaya çıkmıştır. Ne oluyorsa hepimizin, tüm insanlığın gözü önünde oluyor. Gazze’deki insani trajediye kayıtsız kalanlar, vicdansızlıklarını ve ikiyüzlü politikalarını saklama gereği dahi duymuyorlar.
Gezi olayları sırasında 24 saat canlı yayın yapanlar dikkat ederseniz söz konusu Gazze olunca birden ortadan kayboldular.
Gazze’de sadece uluslararası kuruluşlar değil, maalesef İslam aleminin kurumları da başarılı bir sınav verememiştir. 2 milyarı bulan nüfusu trilyon dolarları aşan ekonomik gücü ve sayısız stratejik imkanlarına rağmen İslam dünyasının İsrail’e söz geçirememesi üzerinde hepimizin dikkatle düşünmesi gerekiyor.
Gazze katliamlarında Batı dünyasını haklı olarak eleştirirken, Müslümanlar olarak kendimizi de hesaba çekmemiz gerektiğine inanıyorum.
Mazlumların sığınağı olan Türkiye, bu topraklar bundan sonra da mazlumun yanında, zalimlerin dimdik karşısında yer alamaya devam edecektir.”
SANAYİ HABER AJANSI
SAVUNMA GAZETESİ