EGİAD’dan Ekonomi Değerlendirmesi: Türkiye ve Dünya Ekonomisi Masaya Yatırıldı

Özhelvacı, son yıllarda dünya ve insanlığın büyük dönüşümler geçirdiğini vurgulayarak, “Covid-19 pandemisi, ardından gelen küresel ekonomik kriz, tedarik zincirlerinde aksaklıklara, enerji fiyatlarında dalgalanmalara ve uluslararası ticarette belirsizliklere yol açtı. Bu durum, korumacılık eğilimlerinin güçlenmesine neden oldu. Ülkemizde yaşanan deprem felaketi de hem manevi hem de maddi olarak ülke ekonomisinde büyük zararlara neden oldu.” dedi.
Dünya ekonomisinin ağırlık merkezinin Batı’dan Doğu’ya kaydığını belirten Özhelvacı, “Çin ve Hindistan gibi ülkeler küresel ekonomideki rollerini giderek güçlendiriyor. Bu değişim, stratejik konumumuzu avantaja çevirmek için çaba göstermemiz gerektiğini bizlere söylüyor. 2024 yılının ilk yarısını tamamlarken, dünya ekonomisi jeopolitik belirsizliklerden de etkilenmektedir. Rusya-Ukrayna savaşı, Orta Doğu’daki çatışmalar ve ABD-Çin arasındaki ekonomik rekabet küresel ekonomiyi etkilemeye devam ediyor. ABD Doları’nın değer kaybetmesi küresel ticareti destekliyor, ancak jeopolitik riskler ve artan kamu borçları olumsuz etkiler yaratabilir.” diye konuştu.
Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisindeki belirsizliklerden etkilendiğini belirten Özhelvacı, “2022 yılında %5,5 büyüme kaydeden Türkiye ekonomisi, 2023 yılında %4,5 oranında büyüdü. İşsizlik oranımız %9,4 seviyesinde ve yıllık enflasyon %68,50 düzeyinde. 2024 yılı Ocak ayında cari işlemler dengesi 2,56 milyar dolar açık verdi. Ülkemiz ekonomisi, dünya ekonomisinin yaklaşık %1’ini oluşturuyor ve cari fiyatlara göre dünyanın 19. ekonomisi konumunda. Satın alma gücü paritesine göre ise dünyanın en büyük 11. ekonomisiyiz. Kişi başına düşen milli gelir ise 13.110 dolar seviyesinde. Ancak yüksek enflasyon ve kur baskısı, firmalarımızın rekabet gücünü olumsuz etkiliyor.” dedi.
Özhelvacı, yüksek faiz oranlarının iş dünyasının finansmana erişimini zorlaştırdığını belirterek, “Katma değerli üretime ve ihracata yönelik desteklerin artırılması gerektiğini düşünüyoruz. Üretim ekonomisinin desteklenmesi ve orta-uzun vadede enflasyonla mücadelenin sağlanması iş insanları olarak başlıca beklentilerimiz arasında yer alıyor. Yeni yatırımlar için uygun maliyetli uzun vadeli kredi desteklerinin artırılması ve ihracata yönelik finansman imkanlarının iyileştirilmesi önem taşıyor.” dedi.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, dijital dönüşüm ve teknoloji yatırımlarına ağırlık verilmesi gerektiğini vurgulayan Özhelvacı, “Türkiye, yeşil ve dijital dönüşümle birlikte toplumsal dönüşümü de gerçekleştirerek büyük bir sıçrama yapma potansiyeline sahiptir. Bu kapasitemizi kullanarak dünyadaki değişim hızını yakalamalıyız.” dedi.
Toplantıda Nihan Ziya Erdem ve Özgür Yurtdaşseven, genel ekonomik göstergeleri analiz ederek portföy yatırımları, mevduat, fonlar ve borsa gibi yatırım enstrümanlarında Türkiye’nin mevcut durumunu ve gelecekteki perspektiflerini değerlendirdi.

Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI

EGİAD
SAVUNMA GAZETESİ