İLKE Vakfı çatısı altında faaliyet gösteren İKAM tarafından hazırlanan İktisat İzleme Raporu 2023 ve Para Politikası raporunda enflasyonla mücadele için faaliyete geçen düzenlemelerin piyasa tarafından benimsememesi beklentilerin bozulmasına yol açtığı vurgulandı.
Son yıllarda çok konuşulan para politikası meselesi ve ekonominin genel görünümü, İLKE Vakfı İKAM tarafından hazırlanan İktisat İzleme Raporu 2023 ve Para Politikası raporunda analiz ediliyor. İktisat İzleme Raporu 2023’te Türkiye ekonomisi birçok açıdan ele alınırken, Para Politikası raporunda ekonomi yönetiminin ve Merkez Bankası’nın son dönemde uyguladığı para politikası değerlendiriliyor.
İktisat İzleme Raporu 2023: Türkiye Ekonomisinin Görünümü ve Para Politikası raporu, Doç. Dr. Ömer Faruk Tekdoğan editörlüğünde hazırlandı. Raporlar 4 Haziran 2024 tarihinde İstanbul’da düzenlenen etkinlikle kamuoyuna tanıtıldı. İktisat İzleme Raporu 2023’te, enflasyonu düşürmeye yönelik politikalar, Rusya-Ukrayna savaşı, Gazze’deki soykırım ve Süveyş Kanalı’ndaki aksamaların yarattığı ekonomik belirsizlikler; Türkiye özelinde ise 6 Şubat Depremi, genel seçimler, Merkez Bankası kararları ve uygulanan para politikalarıyla birlikte piyasa hareketlerinin ekonomik etkileri analiz ediliyor. Para Politikası raporunda ise liralaşma stratejisi, enflasyonla mücadele ve İslam ekonomisi perspektifinden para politikası konuları değerlendiriliyor.
Enflasyonla mücadele politikaları orta ve alt gelir gruplarını etkiliyor
1970'lerden 2000'lere kadar yüksek ve sürekli enflasyonla mücadele eden Türkiye'nin, 2000'li yılların başında uygulamaya koyduğu politikalarla bu sorunu büyük ölçüde çözdüğünü, ancak bu başarının kaybedildiğini ifade eden Doç. Dr. Ömer Faruk Tekdoğan, konuya dair açıklamalarda bulundu:
“COVID-19 salgını dönemi sonrasında küresel enflasyon dalgasından diğer ülkelere kıyasla daha olumsuz etkilenmiştir. Enflasyonu düşürmeye odaklı para ve maliye politikalarının, orta ve alt gelir grubundaki kesime ilave mali bir yük oluşturabileceği ve enflasyon karşısında ücretli kesimin satın alma gücünde azalma sorununu göz önüne alındığında, gelecek dönemde gelir dağılımındaki bozulmayı önleyici tedbirlerin devreye alınması yerinde olacaktır.”
İşsizlik oranında düşüş yaşandı
2023 yılının Aralık dönemi verilerine göre, işsizlik oranında dikkat çekici bir düşüş yaşandı. Toplam istihdam 32 milyona ulaşırken, işgücü piyasasına dahil olan nüfus 35 milyonun üzerine çıktı. İşgücüne katılım oranı %53,7, istihdam oranı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre bir puan artarak %48,9 seviyesine yükseldi. Bu dönemde işsiz sayısı yaklaşık yarım milyon azalırken, işsizlik oranı 1,5 puan azalarak %8,9'a geriledi. Genç nüfusta da olumlu gelişmeler gözlemlendi; genç işsizliği %15,3 seviyesine düşerek geçen yılın aynı dönemine göre 4,7 puan azaldı. Bu gelişmelerde, ülke ekonomisindeki büyümenin yanı sıra gençlere yönelik uygulanan istihdam teşvikleri, Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından yürütülen İşbaşı Eğitim Programları ve istihdam garantili meslek kurslarının etkili olduğu vurgulandı.
Kayıt dışı istihdam oranı azalıyor
İşgücü piyasasının önemli sorunlarından biri olan kayıt dışı istihdamda da iyileşmeler kaydedildi. Salgının etkilerinin en yoğun hissedildiği dönemlerde %33 seviyesine kadar yükselen kayıt dışı istihdam oranı, 2023 yılı son çeyreğinde %25,4'e geriledi. Kayıt dışı istihdamın azalmasında, Meclis’te kabul edilen Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesinin etkili olabileceği değerlendiriliyor. Düzenlemeye yaklaşık 2 milyon kişi başvururken, toplamda yaklaşık 6 milyon kişiyi kapsayan bu uygulama ile erken yaşta emekli olanların bir kısmının kayıt dışı çalışma yolunu tercih edebileceği belirtiliyor.
Bütçe harcamaları artıyor
Bütçe gelirlerindeki artış, harcamalardan önemli ölçüde düşük kalarak %86,1 olarak kaydedildi. Faiz dışı bütçe giderlerinde en yüksek artışlar personel giderleri ile cari ve sermaye transferleri kalemlerinde gözlemlendiği vurgulanıyor.
Türkiye ekonomisi yapısal sorunlarını çözemedi
2008 küresel finans krizinden sonra uygulanan yurtiçi genişleyici politikaların uzun süre devam etmesi, borçlanarak büyüyen bir ekonomik yapı ortaya çıkardı. 2013 yılından sonra ekonomide verimlilik azalmaya başlarken, kısa vadeli yaklaşımlarla ve talep şoklarıyla büyüme desteklenmeye çalışıldı. 2017 yılından itibaren enflasyon çift hanelere yükseldi, fiyat istikrarı ve bütçe disiplini bozulmaya başladı. Bu yapısal sorunların henüz çözülemediği ifade ediliyor.
Emtia piyasasındaki yükselişler şirket karlılıklarını artırdı
Emtia piyasasında artan kar marjları, maliyetlerin yükselmesine neden oldu. Bu durum alt sektörlerde fiyat baskısını yaydı ya da darboğazlar nedeniyle oluşan geçici tekeller fiyatları yukarı yönlü baskıladı. Bu süreçte çalışanların reel ücretlerinde aşınma meydana geldiği ve ücretlerdeki düşüşün yeterince telafi edilemediği, edilse bile enflasyona sebep olacağı gerekçesiyle eleştirildiği belirtiliyor.
Şirket kârlılıklarının artması, enflasyon artışında önemli bir etken
2023 yılı beyana dayalı Kurumlar Vergisi tahsilatında, bir önceki yıla göre %2000 oranında artış yaşandı. Aynı dönemde, kaynakta kesilen gelir vergisi tahsilatındaki artış %94,3'le sınırlı kaldı. TÜİK tarafından açıklanan yıllık enflasyonun %64,77 olduğu göz önüne alındığında, stopaj yoluyla tahsil edilen gelir vergisinde dikkate değer bir artış olmadığı ifade ediliyor.
SANAYİ HABER AJANSI
SAVUNMA GAZETESİ