Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Uluslararası İyilik Ödülleri’nde konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Dünyanın farklı ülkelerinden, farklı bölgelerinden programımızı teşrif eden muhterem misafirlerimizi hassaten selamlıyor, kendilerini Ankaramızda ve Külliyemizde ağırlamaktan duyduğum bahtiyarlığı belirtmek istiyorum.
Uluslararası İyilik Ödüllerimizin altıncısını 2022’de yine büyük bir coşkuyla gerçekleştirmiştik. İki yılın ardından bu kez 7. Uluslararası İyilik Ödülleri’nin tevcih töreni vesilesiyle tekrar bir aradayız.
Diyanet Vakfımız, tam 49 yıldır Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında yürüttüğü faaliyetlerle farklı coğrafyalara iyilik tohumları serpmeye, dostluk, dayanışma, kardeşlik köprüleri kurmaya devam ediyor.
Burada öncelikle bir hususu dile getirmekte fayda görüyorum. Biz şefkat ve sevgi medeniyetinin mensuplarıyız. Mazlumların, yetimlerin, çaresizlerin, muhtaçların yardımına koşmak, kimsesizlerin kimsesi olmak esasen dinimizin bizlere emridir.
Komşusu açken tok yatanlardan olamayız. Kardeşlerine sırtını dönenlerden olamayız. ‘Bana ne’ diyenlerden, ‘Her koyun kendi bacağından asılır’ diyenlerden asla olamayız.
Kendimiz huzur içinde sevdiklerimizle beraber barış ve emniyet içinde yaşarken hemen yanı başımızdaki insani dramlara kayıtsız kalamayız. 13 yıldır vatan hasretiyle yürekleri kavrulan Suriyeli muhacirlere, bir lokma ekmek bulamadığı için anasının kucağında son nefesini veren Somalili, Sudanlı, Yemenli çocuklara, tam 76 senedir evlerine, yurtlarına, topraklarına geri dönmenin hayalini kuran Filistinli kardeşlerimize karşı mesuliyetimiz vardır. Bunları yok sayamaz, göz ardı edemeyiz.
Ne mutlu kalplerinde hiçbir ayrım yapmadan, mazlum ve muhtaçlara yer açabilenlere diyorum. Ne mutlu karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek infak edenlere diyorum. Mevla, bizleri de kardeşlik görevlerini de yerine getirenlerden eylesin diye dua ediyorum.
Diyanet Vakfımız, Uluslararası İyilik Ödülleri marifetiyle şefkat ve yardımlaşma sancağını ülkemizin ve dünyanın dört bir yanında yüceltiyor. İyilik Ödülleri’nin dalga dalga büyüyen etkilerinden memnuniyet duyuyoruz.
Yurt İçi İyilik Ödülleri’ni kazanan İbrahim Taşdemir, Ahmet Seferoğlu, Turgut Kılıç ve Necmettin Erbakan Akyüz kardeşlerimi tebrik ediyorum.
Yurt İçi Vefa Ödüllerimizi bu sene merhum Ömer Faruk Bilgili hocamız adına Zeliha Bilgili’ye, Ali Fuat Ati’ye, Murat Kekilli’ye, Duygu Kaçaranoğlu’na tevcih edeceğiz. Vefa Ödülü’nü kazanan kardeşlerimi de tebrik ediyor, 30 yılı aşkın Diyanet İşleri Başkanlığımız bünyesinde önemli görevler ifa etmiş Hatay İl Müftümüz Ömer Faruk Bilgili hocamızı burada rahmetle yad ediyorum.
Ödüller vereceğimiz tüm kardeşlerimizin iyilik ve başarı öykülerinin istikrarlı bir şekilde sürmesini temenni ediyorum. Şunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Dünya, işte buradakiler gibi hamiyetperver insanların yüzü suyu hürmetine dönmektedir.
Etrafımızı kuşatan onca acıya, kötülüğe, zulme, mazlumların gökyüzünü çınlatan onca feryadına rağmen dünya halen ayaktaysa sebebi iyi insanların, güzel insanların, sizin gibi iyiliksever insanların varlığıdır.
Ülkemizde ve yeryüzünün farklı noktalarında iyiliği, kardeşliği ve güzelliği yaymak için yaptığınız çalışmaların daim olmasını diliyorum.
7 Ekim’den bu yana tüm dünyanın gözleri önünde Gazze’de son asrın en hoyrat soykırımlarından biri işleniyor. 15 bini aşkın çocuk maalesef katledildi. 35 bin masum şehit edildi. 80 binden fazla Filistinli yaralandı. Gazze’nin neredeyse tamamı enkaza döndü. Abluka nedeniyle zaten bir açıkhava hapishanesi olan Gazze’yi son 229 günde devasa bir çocuk mezarlığına çevirdiler.
Kimse bizim aklımızla alay etmesin. Kimse bizim gözümüzün içine bakarak yalan söylemesin. Gazze’de oluk oluk akan kanda en az işgalciler kadar onlara lojistik ve askeri destek sağlayanların da vebali vardır.
Sanmayın ki Gazze’de ölen biçarenin ahı bunları tutmayacak. Sanmayın ki zalimlerin yaptıkları yanlarına kar kalacak.
İşte hep birlikte gördük, takip ettik. Hamas, önceki hafta ateşkes teklifini kabul ettiğini açıkladı. Ancak İsrail, uzlaşmaz tavrını sürdürdü. İsrail yönetimi bununla da yetinmedi. Sivillerin son sığınağı olan Refah’a saldırarak gerçek niyetini ortaya koydu.
Bir defa şunu artık herkesin kabullenmesi lazım. Batılı güçler, tüm şımarıklığına ve pervasızlığına rağmen Netanyahu’nun arkasında durdukça Filistin’de katliamların önüne geçilemez. Netanyahu, kendi siyasi ömrünü uzatmak için antisemitizmi körüklüyor, kendi vatandaşlarının güvenliğini tehlikeye atıyor.
Siyonist yayılmacılık böyle devam ederse açık söylüyorum dünyamız yeni çatışmalara gebedir. İran ile geçen ay yaşanan gerilim bunun sadece bir işaretiydi.
İsrail’in Lübnan’a ve diğer bölge ülkelerine yönelik saldırıları artıyor. İsrail yönetiminin daha fazla kan dökülmeden, daha fazla çocuk, daha fazla kadın ölmeden, insanlığa dair umutlar daha fazla kaybolmadan bir an önce durdurulması gerekiyor. Katliamın durdurulması, ilk adımdır. Bununla birlikte soykırımcıların adalete hesap vermesi sağlanmalıdır.
İsrail, Nekbe’den beri tam 76 yıldır kan döküyor, can alıyor. Filistin halkının topraklarını alenen gasp ediyor. Uluslararası hukuku tanımadığı her defasında açıkça gösteriyor ama buna rağmen Batılı güçler ve uluslararası sistem tarafından el üstünde tutulmaya, korunmaya devam ediyor.
Son 7,5 ayda 150 gazeteciyi öldüren bir ülke güya basın özgürlüğü sıralamasında bölgede birçok ülkeden artık üst sıralarda yer alabiliyor.
Güney Afrikalı dostlarımızın Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açtığı soykırım davasına biz de müdahil olmayı kararlaştırdık. İsrail’in soykırım suçu işlediğine dair elimizdeki tüm belgeleri ve bilgileri muhataplarımıza iletiyoruz. Türkiye, Filistin halkının ve doğdukları toprakları kahramanca savunan Filistinli direnişçilerin yanındadır.
Gazze’ye gönderdiğimiz insani yardımların toplamı 54 bin tonu geçti. Ülkemize getirdiğimiz hasta ve yaralıların tedavileri devam ediyor. İsrail’e olan ithalat ve ihracat işlemlerini geçen ay tamamen durdurduk.
Yabancı liderlerle yaptığımız görüşmelerin vazgeçilmez gündem maddesi Filistin Devleti’nin tanınması ve Gazze’de katliamların durmasıdır.
Buradan Gazze’nin ve Ramallah’ın yiğit evlatlarını ülkem ve milletim adına bir kez daha saygıyla muhabbetle selamlıyorum. Filistinli şehitleri rahmetle anıyor, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Filistin davası küresel ölçekte daha da güçlenerek Allah’ın izniyle 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin Devleti’nin kurulmasıyla zafere ulaşacaktır. Buna biz tüm kalbimizle inanıyoruz. Rabbim bizlere o güzel günleri görmeyi nasip eylesin.
Bugün Norveç, İrlanda ve İspanya’nın Filistin Devleti’ni tanıyacaklarını açıklamalarından büyük bir memnuniyet duydum. Her üç ülkenin liderine tarihin doğru tarafında yer alan bu vicdanlı kararlarından dolayı şahsım, milletim adına takdirlerimizi iletiyoruz. Henüz Filistin Devleti’ni tanımayan ülkeleri de daha fazla vakit kaybetmeden aynı adımı atmaya çağırıyoruz.
Seller sebebiyle 400’den fazla kardeşimizin hayatını kaybettiğini ülkenin kuzeyinde ağır bir insani dram yaşanıyor. Afgan kardeşlerimize bu zor günlerinde yardım etmeyi görev addediyoruz. İlk etapta bir kargo uçağı dolusu yardım malzemesini bu ülkeye gönderdik. Toplam 24 tonu bulan yardım malzemelerimiz cuma günü bölgeye ulaştı.
Dün de 43 vagondan oluşan bir yardım trenini Afganistan’a yolcu ettik. Toplam 619 tonluk yardım malzemesinin iki hafta içerisinde Afganistan’a ulaşmasını bekliyoruz. Dost ve kardeş ülkeleri de Afgan halkına destek vermeye davet ediyorum.”
SANAYİ HABER AJANSI
SAVUNMA GAZETESİ