Filipinler, son dönemde Güney Çin Denizi’ndeki provokasyonlarında giderek daha da agresifleşti.
Chen Tingyao'nun haberine göre, Filipinler, son dönemde Güney Çin Denizi'ndeki provokasyonlarında giderek daha da agresifleşti. Çin Sahil Güvenliği tarafından yapılan açıklamada, Filipinler’in önceki gün Çin’in Nansha Adaları’nda yer alan Ren’ai Resifi yakınlarındaki sulara bir ikmal gemisi ve iki şişme bot göndererek, bölgede yasa dışı şekilde karaya oturtulmuş askerî gemiye malzeme sevk etmeye çalıştığı, bu süreçte normal şekilde seyreden Çinli gemilere kasıtlı olarak yakınlaşma ve çarpma girişimlerinde bulunduğu kaydedildi.
Chen Tingyao'un değerlendirmeleri şöyle:
“Çin Sahil Güvenliği, Filipinler’in gemilerine karşı yasalar doğrultusunda uyarı ve uzaklaştırma önlemlerine başvurdu. Dikkat edilmesi gereken başka bir nokta da Filipinler’in artan provokatif girişimlerinin, Çin’de “Sahil Güvenlik Kurumlarının İdari Kolluk Prosedürü Yönetmeliği”nin yürürlüğe girdiği bir dönemde yaşanması.
Yasa dışı olarak karaya oturtulan askerî gemiye günlük ihtiyaç malzemeleri takviyesi yaptığını iddia eden Filipinler, aslında uzun vadede Ren’ai Resifi’ni işgal etmek için inşa malzemeleri, hatta silah ve mühimmat sevkiyatı gerçekleştiriyor. Bu da Güney Çin Denizi’ndeki gerginliğin tırmanmasının doğrudan sebebi.
Mayıs ayından bu yana Filipinler’in Güney Çin Denizi’ndeki eylemlerine bakıldığında, bu ülkenin ABD’nin kışkırtmasıyla giderek daha ‘manik depresif’ tavırlar sergilediği görülebilir.
Uzmanlara göre, Filipinler’in son ihlal girişimi daha önceki girişimlere kıyasla, büyük bir değişiklik gösteriyor. Zira Filipinler’in son adımının aktörü sahil güvenlik değil, ordu. Bu gelişme, Filipinler’in Güney Çin Denizi’ndeki provokasyonlarının git gide daha çılgınca bir şekle büründüğünü ve ülkenin karar verme yetisinin giderek rasyonellikten uzaklaştığını gösteriyor. Filipinli bazı uzmanlara göre, Filipinler’in söz konusu eylemlerinin arkasındaki motivasyon, siyasetçilerin bu eylemlerle sözde vatansever bir imaj oluşturmak istemeleri olabilir.
Güney Çin Denizi’ndeki adalar, tarihten beri Çin topraklarının bir parçası. Çin’de 16 Haziran’da Sahil Güvenlik Kurumlarının İdari Kolluk Prosedürü Yönetmeliği yürürlüğe girdi. Filipinler, söz konusu tarihten bu yana “Çin’in sahil güvenlik gemileri Filipinler'in münhasır ekonomik bölgesindeki insanları tutuklayabilir” iddiasına istinaden sık sık uluslararası kamuoy karşısında Çin’i karalıyor ve Filipinler’deki Çin karşıtı duyguları kışkırtıyor.
Diğer taraftan, Filipinler bölge dışındaki müttefikleriyle birlikte uluslararası hukuku bahane ederek Çin’e baskı uygulamaya çalışıyor.
Filipinler, 15 Haziran’da Birleşmiş Milletler’in Kıta Sahanlığı Sınırları Komisyonu’na Güney Çin Denizi’ndeki kıta sahanlığının genişletilmesi talebini ilettiğini açıkladı.
Filipinler, söz konusu talebini ileterek BM Deniz Hukuku Sözleşmesi gereğince bölgede doğal kaynakların geliştirilmesi için münhasır hak tesis etmeye çalışacakmış. Filipinler’in niyeti çok açık: Kıta sahanlığının genişletilmesi talebiyle sözde Güney Çin Denizi tahkim davası hakkında verilen yasa dışı kararı hayata geçirerek bölgedeki yasa dışı kazanımlarını pekiştirmeyi, hatta genişletmeyi amaçlıyor. Bunun yanı sıra, Manila, diğer “uluslararası dostları” ve medyanın yardımlarıyla uluslararası arenada Çin’in Güney Çin Denizi politikasını ve tutumunu karalamaya çalışıyor.
Uzmanlar, Kıta Sahanlığı Sınırları Komisyonu’nun BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre kurulan bir kuruluş olduğu, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin ise “ihtilaflı sorunların incelenmeyeceği ve onaylanmayacağı” ilkesini izlediğini belirtiyor.
Çin ile Filipinler arasında Güney Çin Denizi’nde toprak sorunu ve deniz yetki alanlarının sınırlandırılması konularında ihtilaflar bulunuyor. Filipinler’in tek taraflı olarak BM Kıta Sahanlığı Sınırları Komisyonu’na Güney Çin Denizi’ndeki kıta sahanlığının genişletilmesi talebini iletmesi, Çin’in egemenliğinin ve yetkilerinin ihlali anlamı taşıyor. BM Deniz Hukuku Sözleşmesi dâhil olmak üzere uluslararası hukuku ihlal eden bu girişim, Güney Çin Denizi Taraflar Eylem Deklarasyonu’na da aykırılık teşkil ediyor. BM Kıta Sahanlığı Sınırları Komisyonu’nun kurallarına göre Filipinler tarafından iletilen sınırlandırma talebinin, ihtilaflı deniz alanlarını kapsaması nedeniyle komisyonun söz konusu talebi incelememesi ve onaylamaması gerekiyor.
Çin’in Güney Çin Denizi konusundaki tutumu daima açık ve nettir: Çin, ihtilafı konuyla doğrudan ilgili ülkeyle müzakere ve istişareler yoluyla çözmekte ısrar etmektedir. Aynı zamanda Çin, deniz üzerindeki her tür provokatif girişimlere karşı çıkmaktadır. Bu tutum, hem Çin’in denizlerdeki meşru haklarını savunmaktadır hem de bölgede barış ve istikrar sağlanmasını desteklemektedir. Dolayısıyla Filipinler’in başvurduğu “numaralar” başarısızlığa mahkûmdur.”
SANAYİ HABER AJANSI
SAVUNMA GAZETESİ