Gelecek-Saadet Grubu, Grup Başkanı Selçuk Özdağ, TBMM Genel Kurulunda bir konuşma gerçekleştirdi.
Tüm şehitlere rahmet dileyerek sözlerine başlayan Gelecek Saadet Grubu, Grup Başkanı Selçuk Özdağ “Ülkemiz ve aziz milletimiz maalesef yine büyük ve derin acılara düçar edildi. Ateşin düştüğü ocaklardan büyük bir hüzün, derin bir çaresizlik yükselirken en çok da metanet ve asaletin ete kemiğe büründüğü anne-babalardan, eş ve çocuklardan ‘Vatan sağ olsun’ sözleri dudaklardan döküldü. Geçen hafta sonu 12 ve son bir ay içerisinde 25 vatan evladımızı, hangi amaca hizmet ettiği belli olan teröre kurban verdik. Sadece yüreklere acı vermekle sözde bir davaya hizmet ettiklerini zanneden güruhun bilmesi gereken tek bir yalın gerçek var ki o da şehit ettikleri o askerler yavrularımızın da bir anne ve babanın evladı, birilerinin eşi ve babası olduğu gerçeğidir. Tıpkı kendilerinin de bir anne-babanın evladı olduğu gibi.” ifadelerini kullandı.
Kimden ve nereden gelirse gelsin, faili ve azmettirenleri kim olursa olsun terörün her türlüsünü lanetleyen Grup Başkanı Özdağ “Ama gel gelelim niye bu acı ve kavga bir türlü bitmek bilmiyor. 40 yılı aşkın bir süredir hep aynı şeyleri yaparak farklı bir sonuç elde edilemediği için mi bitirilmiyor bu terör? Öncesinde niye yapılmadığı eleştirileri gargaraya getirilip her şehit haberinin sonrasında, ‘Biz de şu kadar teröristi öldürdük, misliyle karşılık verdik’ denildiği için mi bitirilemiyor? Terörle mücadele etmek yerine, sadece terörist öldürüldüğü için mi bitirilemiyor? Halkımız, bu iktidarın kendisine dayattığı derin bir kanıksama hastalığına maruz bırakılmış durumdadır. İktidarın politikaları yüzünden, ciddi siyasi ve ekonomik bir kriz yaşıyoruz. Uzunca bir süredir, her konuda art niyetli ve bilinçli bir zamana yayma ve kanıksatma politikasını uyguluyorlar. Toplum, karnını doyurup ay sonunu getirebilmekten başka bir şey düşünemez hale getiriliyor. Her şeyi kanıksayan bir toplum yarattı bu iktidar” diye konuştu.
Terörün günümüzde birçok ülkenin sorunu olduğunu ifade eden Özdağ, “Özellikle etnik terörün beslendiği sosyolojik bir taban da vardır. Örgütü taşere eden uluslararası güçler ve devletleri es geçmeyelim. Ayrıca bu yapıların ideolojik bir yanı var ki bununla mücadele etmek ciddi bir kararlılık ve hazırlık ister. Bu mesele sadece bir güvenlik meselesi de değildir. Ekonomik bir meseledir, sosyal ve kültürel bir konudur, tarihi ve sosyolojik kodları ve gerçeklikleri vardır. Hele ki etnik terörün dayandığı toplumsal bir tabanı da oluşmaktadır. Bütün bir toplumun topyekün hissetmesi gereken bir acı ve dolaysıyla bizatihi milletin katılımının, yani 85 milyonun beraberce bu mücadelenin içerisinde olması gerekmektedir.” şeklinde konuştu.
“bu çocuklarımızı teröristlerin açık hedefi haline getirip sahipsiz bırakılmasının tek bir sorumlusu çıkmayacak mı?” diye soran Özdağ, şunları kaydetti:
“Hissedemediğin acıların yaralarını iyileştiremezsiniz derken ben biraz önce bütün bu şuur eksikliğinin bizleri bir ahtapot gibi sarmasından bahsediyorum. Her defasında acımız büyük, şehitlerimize rahmet ve yakınlarına baş sağlığı diye tweet’ler atarak bu yaralar asla iyileşmez. Şehitlerimiz ölmüyor, el-Hak iman ettik ve dahi ilan ediyoruz. Şehitlerimiz ölmüyor evet ama vatan evlatlarımızın kanı üzerinden siyaset yapan, ikbal devşiren ne kadar ikiyüzlü karanlık figür varsa, maalesef bu milletin umutlarını öldürüyor. Pek umursayacağınızı sanmıyorum ama yine de sizi ciddiyete davet ediyorum. Her konuda olduğu gibi, terörle mücadele konusunda da bir şey yapmak yerine yapıyormuş gibi görünmekten vazgeçin artık.”
SANAYİ HABER AJANSI
SAVUNMA GAZETESİ