İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP Bahçelievler Belediye Başkan adayı Emine Gülizar Emecan ile birlikte kanaat önderleriyle buluştu.
İmamoğlu, “Efendim, hemen sıkıştılar mı geçen seçimde ‘Esenyurt düşerse, Mekke düşüyordu!’ Şimdi, ‘31 Mart'tan sonra Gazze kurtulacakmış!’ Allah'tan korkun yahu. Ağzınızı açamadınız yahu. Lahey'e Uluslararası Adalet Divanı’na, Afrika'nın ta dibindeki Güney Afrika Cumhuriyeti dava açtı. Sen ağzını açamadın. Ondan sonra, ‘Efendim Gazze kurtulacakmış!’ Sıkıştılar mı biz Yaradan'a sığınıyoruz, onlar Yaradan'ın bize emanet ettiği inancımızı, dinimizi her yerde kullanmaya çalışıyorlar. Ayıptır. Ayıptır. Hadi oradan. Hadi oradan” ifadelerini kullandı.
Görevi devraldıktan sonraki bütçe durumlarından borçlanma yetkilerinin tırpanlanmasına kadar birçok finansal bilgiyi kanaat önderleriyle paylaşan İmamoğlu, “Onların kullandığından daha az bütçeyle, çok daha fazla iş başardık” dedi. Katılımcılarla devletin resmi rakamlarını paylaştığını kaydeden İmamoğlu, “Ben, devletin resmi rakamlarını anlatıyorum. Öyle aşağısını yukarıya çeken, yukarısını aşağı çeken ‘Esenler İstatistik Ofisi’ olarak anlatmıyorum yani. Büyükşehir belediyesinin resmi rakamlarını söylüyorum” şeklinde konuştu.
İmamoğlu açıklamasında, “Devletin bütçesini, ekonomisini, teknik işlerini, çevreyi yöneten insanları, sosyal hizmetleri yöneten insanları iyi seçerseniz ve bu milletin iyi yetişmiş evlatlarını oraya oturtursanız… Biz buna gayret ettik” dedi.
Siyaseti başarız kılan şeyin sıkışmışlık olduğunu söyleyen Ekrem İmamoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“En iyilerini seçtim, demiyorum. Her zaman bu milletin evlatlarında iyiden daha iyi vardır. Bu milletin evlatlarına güvendiğiniz zaman, başarısız olmanız gerçekten mümkün değil. Siyaseti de başarısız kılan, aslında bir sıkışmışlık. Mesela bugünkü siyaset, bugün ülkeyi yöneten akıl, iddiayla söylüyorum; bir parti devleti kurma arzusunda. Yani her şey partiye ait. Sanki mesela yardımı AK Parti veriyor. Lütufmuş gibi. Ben de diyorum ki, ‘Ey milletim; açta açıkta yoksulluğunuz var ise, bu bizim kusurumuz. Yani bu devletin, bu milletin bir kusuru. Bunu kapatmak da devletin, milletin sorumluluğu. Açta, açıkta bırakmamak. Eğer güçlü milletsen, devletsen senin açta açıkta insanın kalmaması lazım. Peki nasıl bir anlayış var? ‘Biz milleti yardımla ikna edelim, millet bizi oy versin.’ Biz aslında bu ülke olarak, bu millet olarak yoksulluğu değil, zenginliği konuşursak, o hükümet başarılıdır. Biz yoksulluğu konuşuyoruz kardeşim.”
SANAYİ HABER AJANSI
SAVUNMA GAZETESİ