Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Uzm. Dr. Gulnar Zeynalova ‘mevsim geçişlerinde hastalıklardan korunmak için 10 öneri’ de bulundu.
Mevsim değişimlerinden en çok kimler etkilenir?
Mevsimsel değişiklikler genellikle toplumdan edinilen birçok bulaşıcı hastalığı tetiklediğini belirten Uzm. Dr. Gulnar Zeynalova, ''Sıcaklık, güneş ışığı, yağmur, rüzgar ve nem gibi mevsimsel ve çevresel faktörlerin değişmesi, bulaşıcı hastalıkların sayısının artmasıyla doğrudan ilişkilidir. Örneğin; havaların ısınmasına bağlı olarak mide-bağırsak problemlerinde artış beklenirken, havaların soğumasıyla virüs ve bakterilerin sebep olduğu mevsimsel grip bu havalarda artmaktadır. Bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler; 2 yaş altı çocuklar, 65 yaş üstü hastalar, gebeler, şeker, yüksek tansiyon, kalp-damar ve otoimmün hastalığı olan kişilerin bu faktörlerin etkisi ile mevsim geçişi hastalıklarına yakalanma olasılıkları daha yüksektir. Özellikle dirençli virüs ve bakterilere yakalanan bireylerde üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarını takiben ruhsal değişiklikler, kalp-damar, mide-bağırsak, kas-eklem, endokrin ve cilt hastalıkları tetiklenebilir.'' şeklinde konuştu.
Mevsim değişikliklerinde yaşanan olumsuz belirtiler nelerdir?
Mevsim değişimiyle birlikte vücudumuz da bu farklılığa çeşitli tepkiler verebileceğini ve eğer önlem alınmazsa bazı hastalıklara yakalanma olasılığının artacağını vurgulayan Gulnar Zeynalova, ''Anksiyete, sinirlilik, duygu durum değişikliği, yeme bozuklukları, nefes darlığı, göğüste sıkışma, halsizlik, yorgunluk, nedeni belli olmayan kas ve eklem ağrıları, mide bulantısı, ishal, karın ağrısı, sabah uyanmakta zorluk, geceleri uyuyamama, burun akıntısı, geniz akıntısı, gözlerde veya kulaklarda kaşıntı, ciltte kızarıklıklar, soyulmalar, baş ağrıları, saç dökülmesi, tırnak kırılması gibi belirtiler mevsim geçişlerinde görülebilen belirtilere örnek olarak sayılabilir.'' dedi.
Mevsim değişikliğine bağlı olarak sık görülen hastalıklar hangileridir?
Zeynalova, bulaşıcı hastalıkların kalabalık ortamları sevdiğini, havaların soğumasıyla birlikte vatandaşların zamanlarının çoğunu kapalı mekanlarda geçirdiğini söyledi. Zeynalova, ''Kalabalık, halka açık yerlerde ve kentsel toplu taşıma sistemlerinde yetersiz ve kötü tasarlanmış havalandırma havadaki patojenlere maruz kalmayı artırabilir.'' dedi ve şöyle devam etti: ''Misal; influenza virüsünün damlacıklar yoluyla bulaşması daha serin ve nemli mevsimlerde artar. Yine; gribal sendrom, farenjit, bronşit (viral veya bakteriyal enfeksiyonlara bağlı), mevsimsel alerjik rinit, pnömoni, tüberküloz, KOAH, alerjik astım, akut gastroenterit, gastrit, reflü hastalığı, baş ağrısı, duygu durum değişiklikleri, viral hepatitler, tiroid başta olmakla endokrin ve metabolizma hastalıkları, kalp yetmezliği, aritmiler, tansiyon değişiklikleri, cilt hastalıkları, romatizmal hastalıklar vb. hastalıklar mevsim değişimiyle artış gösteren rahatsızlıklara örnek olabilir.'' ifadelerine yer verdi.
Mevsim geçişlerinde hastalıklardan korunmak için bunları yapın!
Zeynalova, bütün bu durum değişiklikleri ve belirtiler karşısında vücudun sağlam kalması için, bağışıklık sistemini desteklemek adına bazı önlemler alınması gerektiğine dikkat çekerek bu önlemlerin neler olabileceğini şöyle sıraladı:
''Sağlıklı ve düzenli, ara öğünü kaçırmadan beslenin. Bol su tüketin. Mineral ve vitaminden zengin mevsimsel sebze ve meyveleri tüketin. Sigara ve alkol başta olmak üzere zararlı alışkanlıklardan uzak durun. Düzenli uykunuzu alın. Melatonin hormonu, uyku düzenimizi düzenleyen bir hormondur. Vücudumuzdaki melatonin seviyesi, genellikle gece boyunca artar ve gündüzleri düşer. Melatonin, mevsimsel ritimlerle ilişkisi iyi bilinen güçlü bir hormondur ve gün ışığı miktarı konakçının fizyolojisini de etkileyerek bağışıklık sistemini ve dolayısıyla hastalık oluşumunu etkileyebilir. Temiz havada egzersiz, bol yürüyüş yapın. Aşılarınızı zamanında yaptırın. İyi havalanmış, temiz ortamlarda bulunun. Öksürürken, hapşırırken ağız ve burnunuzu kapatın, ellerinizi sıkça yıkayın, el dezenfektanları kullanın. Doktorunuza danışarak gerekirse gıda takviyeleri, çinko, propolis, kara mürver, C vitamini, vitamin D, magnezyum desteği alın. Örneğin; yapılan epidemiyolojik çalışmalar, D vitamini seviyeleri ile çeşitli bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığı arasında güçlü ilişkiler olduğunu ortaya koymuştur.''
SANAYİ HABER AJANSI
SANAYİ HABER AJANSI