Yüksek enflasyonun işletmeler üzerindeki yıkıcı etkilerini hafifletmek amacıyla enflasyon muhasebesi, 2024 itibarıyla yeniden uygulanmaya başlandı. Uzmanlar, bu düzenlemenin bilançoları gerçek değerine getirdiğini ve enflasyonun yarattığı olumsuzlukları en aza indirdiğini belirtiyor. Universal & Partners Yönetim Kurulu Başkanı Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir Mustafa Köksoya, enflasyon muhasebesiyle ilgili tüm detayları fayda ve aksaklıklarıyla birlikte anlattı.
Yüksek enflasyon ortamında işletmelerin finansal tabloları, parasal olmayan varlıkların gerçek değerini yansıtmakta zorlanıyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2024’te devreye aldığı enflasyon muhasebesi düzenlemeleriyle, şirketler bilançolarındaki varlıklarını günümüz ekonomik koşullarına uygun hale getiriyor. Bu uygulamanın işletmelerin mali sağlığını korurken, ekonomik karar süreçlerinde daha doğru adımlar atmalarını sağladığının altını çizen Universal & Partners Yönetim Kurulu Başkanı Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir Mustafa Köksoya, enflasyon muhasebesinin faydalarını ve uygulamalardaki aksaklıkları değerlendirdi.
Küresel ekonomik sorunların enflasyonu tetiklediğine dikkat çeken SMMM Mustafa Köksoya, “Gelir İdaresi Başkanlığı’nın belirlediği kriterlere uyan şirketlerin bilançolarındaki parasal olmayan varlıkların değeri, enflasyon katsayısına göre yeniden düzenleniyor. Geçmiş yıllarda edinilen taşınmazların değeri, enflasyon karşısında oldukça düşük kalıyordu ve bu durum çeşitli sorunlara yol açıyordu. Yeni uygulama ile bu varlıkların değerleri güncellenerek enflasyonun olumsuz etkilerinden arındırılması amaçlanıyor” dedi.
“Eski varlıkların değeri ile güncel piyasa değeri arasında uçurum oluyor”
Mustafa Köksoya, sözlerine şöyle devam etti:
“Şirketlerin aktifine yıllar önce giren bir fabrika binasının değeri halen ilk edinim zamanındaki tutarla bilançoda yer alıyor. Güncel ve gerçek piyasa değeri ile arasında ciddi uçurumlar oluşuyor. Kredi çalışmaları daha çok bilanço üzerindeki değerlerin dışında bağımsız değerleme kuruluşlarının düzenlemiş olduğu raporlar ile teminatlandırılıyor. Bu durumda 2 olumsuz süreçle karşılaşılıyor. Kredi ve borç mali tabloya güncel ile kaydedilirken, karşılığı da teminat olarak verilen aktif varlık oldukça düşük tutarda kalıyor. Bu da öz kaynak yapısının tamamen olumsuz olmasına sebep oluyordu. Enflasyon düzeltmesiyle bu olumsuzluğun ortadan kaldırılması hedefleniyor.”
“Enflasyon düzeltmesiyle enflasyon etkisinin ortadan kalkması amaçlanıyor”
“Finansal faaliyetlerin yüksek enflasyon ortamında sürdürülmesi gerektiği durumlarda enflasyon muhasebesine başvuruluyor” diyen Köksoya, “Enflasyon muhasebesi en son 2003-2004 yıllarında gerçekleştirilmişti. Son olarak yaşanan ekonomik krizlerden sonra 2023 dönemi sonunda mali tablolara enflasyon muhasebesi uygulanacağı açıklandı. Bu uygulamada şirketlerin bilançolarında matematiksel işlemler yapılıyor ve enflasyon etkisinin ortadan kaldırılması amaçlanıyor. Enflasyon düzeltmesi, mali tabloların gerçek ekonomik durumu yansıtmasını sağlayan bir muhasebe pratiğidir. İşletmelerin ve ekonominin sağlıklı bir şekilde işlemesini ve kararlarını daha doğru bir şekilde almasını sağlıyor” şeklinde konuştu.
“Ülke ekonomilerine olan güven sorunu dış borç bulmayı zorlaştırdı”
Dünya genelinde uzun süredir devam eden ekonomik ve sosyal krizin, Türkiye’deki şirketlerin de uluslararası alandaki rekabet gücünü zayıflattığını ve hammadde maliyetlerini artırdığını vurgulayan Universal & Partners SMMM A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir Mustafa Köksoya, “Bu sürecin beraberinde getirdiği enflasyon, satın alma gücünü ve ülkenin ulusal pazardaki itibarını kaçınılmaz şekilde azaltıyor. Pandemi sonrası dönemde ülke ekonomilerine olan güvenin sarsılmasıyla dış borçla kaynak bulmak zorlaştı. Ekonomilerdeki bu olumsuz gelişmeler, şirket bilançolarında yer alan parasal olmayan varlıkların değerini giderek düşürdü” ifadelerini kullandı.
SANAYİ HABER AJANSI
SAVUNMA GAZETESİ