Temmuz 2024 verilerine göre, ihracatın %13,8 oranında artarak 22,5 milyar dolara ulaşması ve ithalatın %7,9 azalarak 29,7 milyar dolar olarak gerçekleşmesi, Türkiye ekonomisinin dış ticaret açığındaki iyileşmeyi gözler önüne seriyor. Bu dönemde dış ticaret açığı %42,3 azalarak 7,2 milyar dolara gerilemiştir. İhracatın artışı ve ithalatın azalması, ekonomik dengelenmenin önemli bir göstergesidir. Ocak-Temmuz 2024 döneminde ihracat %4,1 artışla 148,8 milyar dolara ulaşmış, ithalat ise %8,4 azalarak 198,6 milyar dolar olmuştur. Bu veriler, Türkiye’nin ihracat performansında kayda değer bir artış ve ithalatında ise önemli bir düşüş yaşandığını göstermektedir. Öne çıkan sektörlerde otomotiv, kimya ve hazır giyim sektörlerinin ihracattaki liderliği, bu sektörlerin Türkiye ekonomisindeki kritik rolünü ortaya koymaktadır. Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın açıklamaları, temmuz ayındaki ihracat artışının Türkiye’nin küresel ticaret ortamında rekabet gücünü koruduğunu vurgulamaktadır. İhracatın ithalatı karşılama oranının %75,7 seviyesine çıkması ve dış ticaret açığının %42,3 düşüşle 7,2 milyar dolara gerilemesi, Türkiye ekonomisinde olumlu bir tablo çizmektedir. Yıllıklandırılmış verilere baktığımızda, temmuz ayı itibarıyla yıllıklandırılmış ihracatın 261,5 milyar dolara ulaşması ve ithalatın 343,8 milyar dolar olarak kaydedilmesi, dış ticaret açığının %32 azalarak 82,3 milyar dolara düştüğünü göstermektedir. Bu veriler, Türkiye’nin ihracat odaklı büyüme stratejisinin başarılı olduğunu ve dış ticaret dengesinde iyileşme sağladığını ortaya koymaktadır.
Türkiye’nin Makroekonomik Göstergeler ve Sıcak Para Üzerine Değerlendirme
İSO Meclis Başkanı Celal Koloğlu’nun küresel ekonomik gelişmeler üzerine yaptığı değerlendirmeler, dünya ekonomisinde enflasyonun düşüş eğiliminde olduğunu ve bu durumun gelişmiş ülkelerde faiz indirimlerini tetikleyebileceğini belirtmektedir. Türkiye’de uygulanan rasyonel politikalarla makroekonomik dengede kısmi bir iyileşme gözlemlenmiştir. Merkez Bankası rezervlerindeki artış, Türk Lirası’nın değer kazanması, işsizlik oranlarındaki azalma ve cari açıkta iyileşme gibi olumlu gelişmeler, Türkiye ekonomisindeki toparlanma sürecini desteklemektedir. Ancak, Merkez Bankası rezervlerindeki iyileşmenin düşük kur-yüksek faiz ortamından kaynaklandığını ve kısa vadeli spekülatif portföy yatırımlarının makroekonomik göstergelerde bozulmalara yol açabileceğini unutmamak gerekmektedir. Sıcak para girişinde yaşanan bolluk, geçici bir refah sağlarken, çıkışı sonrası ekonomik zorluklar yaratabilir. Bu nedenle, kısa vadeli sıcak paraya dayanan politika anlayışının uzun vadeli kalkınma sürecine katkısı sınırlı olacaktır. Ardıç’ın döviz rezerv birikimi ve yüksek teknoloji ürün ticareti konusundaki değerlendirmeleri, Türkiye’nin sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için yüksek teknoloji ürün ihracatını artırması gerektiğini ortaya koymaktadır. Sanayide yapısal dönüşüm ve teknoloji düzeyinin artırılması, Türkiye’nin ekonomik hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynayacaktır.
Doğu Anadolu Bölgesi’nin Sanayi Potansiyeli ve İhtiyaçları Üzerine Değerlendirme
Doğu Anadolu Bölgesi’nin Türkiye ekonomisi açısından kritik önemi, OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü tarafından vurgulanmaktadır. Bölgede faaliyet gösteren 28 organize sanayi bölgesinden 20’sinin işletme aşamasında olması ve bu OSB’lerde bin 174 fabrikanın üretim yapması, bölgenin sanayi potansiyelini göstermektedir. Erzurum Merkez 1. OSB Başkanı Murat Urkuç’un talepleri, bölgenin sanayi altyapısının geliştirilmesi gerektiğini ve sanayicilere Güneş Enerjisi Santrali kurmaları için destek verilmesi gerektiğini belirtmektedir. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Oruç Baba İnan’ın açıklamaları, Erzurum’daki OSB’lerin doğrudan 6. Bölge Teşvikleri kapsamında yer alma talebine yönelik olumlu bir yaklaşım sergilemektedir. Bu teşviklerin hayata geçmesi, bölgenin sanayi altyapısını güçlendirecek ve yatırımcıların bölgeye olan ilgisini artıracaktır.
Genel Değerlendirme
Türkiye ekonomisi, 2024 yılı itibarıyla ihracat performansında önemli bir artış yaşamış ve ithalatında kayda değer bir düşüş gözlemlenmiştir. Bu gelişmeler, dış ticaret açığının azalmasına ve ekonomik dengelenmenin sağlanmasına katkı sağlamaktadır. Ancak, makroekonomik göstergelerde sürdürülebilir bir iyileşme sağlamak için kısa vadeli spekülatif portföy yatırımlarına bağımlılığın azaltılması gerekmektedir. Doğu Anadolu Bölgesi’nin sanayi potansiyeli, Türkiye ekonomisi açısından kritik bir öneme sahiptir. Bölgenin sanayi altyapısının güçlendirilmesi ve teşviklerin artırılması, bölgedeki sanayi faaliyetlerinin gelişmesine ve göçün önlenmesine katkı sağlayacaktır. Bu bağlamda, devletin ve sanayicilerin birlikte çalışarak verimliliği ve katma değeri artırmaya odaklanmaları gerekmektedir. Türkiye’nin ekonomik hedeflerine ulaşması için sanayi, ticaret, eğitim, hukuk ve teknoloji politikalarında esnekliğe ve değişikliklere ihtiyaç vardır. Yüksek teknoloji ürün ihracatının artırılması, sanayide yapısal dönüşüm ve teknoloji düzeyinin yükseltilmesi, Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik büyüme sağlamasında kritik bir rol oynayacaktır. Ekonomik göstergelerdeki iyileşmenin sürdürülebilir olması, para ve maliye politikalarının istikrarlı bir şekilde uygulanmasıyla mümkündür. Devlet ve sanayicilerin birlikte çalışarak, verimliliği ve katma değeri artırmaya odaklanmaları, Türkiye’nin ekonomik geleceği açısından hayati öneme sahiptir.
Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI
SAVUNMA GAZETESİ